Bediüzzaman: Ne kadar imana kuvvet verilse, hürriyet de o kadar kuvvet bulur

Bediüzzaman: Ne kadar imana kuvvet verilse, hürriyet de o kadar kuvvet bulur

Sâni-i Âleme abd ve hizmetkâr olan, halka tezellüle tenezzül etmemek gerektir

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin HUTBE-İ ŞÂMİYE adlı eserinden bölümler.)

Reddü'l-Evham

(31 Mart 1909)

İttihad-ı Muhammedî (aleyhissalâtü vesselâm) cemaatine isnad ettikleri dokuz evham-ı fâsideyi reddedeceğim.

...

Altıncı vehim: Bazıları, "Sünnet-i Nebeviyeyi hedef-i maksat eden ittihad-ı İslâm, Hürriyeti tehdit eder ve levâzım-ı medeniyeye münâfidir" diyorlar.

Elcevap: Asıl mü'min hakkıyla hürdür. Sâni-i Âleme abd ve hizmetkâr olan, halka tezellüle tenezzül etmemek gerektir. Demek, ne kadar imana kuvvet verilse, hürriyet de o kadar kuvvet bulur.

Amma hürriyet-i mutlak ise, vahşet-i mutlakadır, belki hayvanlıktır. Tahdid-i hürriyet dahi insaniyet nokta-i nazarından zarurîdir.

Salisen: Bazı sefih ve lâubaliler hür yaşamak istemediklerinden, nefs-i emmarenin esaret-i rezilesi altına girmek istiyorlar.

Elhasıl: Şeriat dairesinden hariç olan hürriyet, ya istibdat veya esaret-i nefis veya canavarcasına hayvanlık veya vahşettir. Böyle lâubaliler ve zındıklar iyi bilsinler ki, dinsizlikle ve sefahetle sahib-i vicdan hiçbir ecnebîye kendilerini sevdiremezler ve benzetemezler. Zira mesleksiz ve sefih sevilmez. Ve bir kadına yakışır, istihsan ettiği libası, erkek giyse maskara olur.