Bediüzzaman: İşte bak, Onun (asm) nuru şark ve garbı tuttu

Bediüzzaman: İşte bak, Onun (asm) nuru şark ve garbı tuttu

Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin NURUN İLK KAPISI adlı eserinden bölümler.)

On dördüncü ders

BEŞİNCİ REŞHA

İşte o zât, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi; bir rahmet-i bînihayenin kâşifi, ilâncısı; ve saltanat-ı rubûbiyetin mehasininin dellâlı, seyircisi; ve künûz-u hafiyye-i esma-i İlâhiyenin keşşafı, göstericisi olduğundan; böyle baksan, Onu; bir burhan-ı hak, bir sırac-ı hakikat, bir şems-i hidayet, bir vesile-i saadet görürsün. 

Şöyle baksan, onu; bir misâl-i muhabbet, bir timsal-i rahmet, bir şeref-i insaniyet, en nuranî bir semere-i şecere-i hilkat görürsün. İşte bak, nasıl berk-i hâtıf gibi Onun nuru şark ve garbı tuttu.

Nısf-ı arz ve hums-u beşer, Onun getirdiği hediye-i hidayeti kabul edip, hırz-ı can etti. Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki, böyle bir zâtın bütün dâvâlarını, hem dâvâlarının esası olan Lâ ilâhe illâllah kelime-i kudsiyesini bütün meratibiyle kabul etmesin?