Bediüzzaman Hazretleri, Fırıncı ağabeyin evini nasıl kiraladı?

Bediüzzaman Hazretleri, Fırıncı ağabeyin evini nasıl kiraladı?

Ortaya çıkan istihbarat belgesinde her ayrıntı yer alıyor

RİSALEHABER

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri farklı tarihlerde İstanbul'da bulunmuştu. Uzun süreli kaldığı zamanlarda ev kiralamıştı.

Zaman zaman İstanbul'da nerede kaldığına dair farklı iddialar ortaya atılıyor. Ortaya çıkan belgelerde Bediüzzaman Hazretlerinin her anının izlendiği, hangi adreste, kimin evinde, ne kadar ücret karşılığı kaldığı tek tek yazıyor.

Akgündüz: Belgeyi okuyun tartışmayın

1953 tarihli istihbarat belgesini yayınlayan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, "belgeyi okuyun tartışmayın" uyarısında bulundu.

İstanbul Vâliliği’nin 7 Mayıs 1953 tarihli yazısında Bedîüzzaman’ın bu İstanbul seferinde nerede ve ne kadar kaldığını, tartışmalara son verecek şekilde, açıkça ortaya koyduğuna dikkat çeken Akgündüz, "Bedîüzzaman, Beyazıt’taki Marmara Palas’ta kalırken, Kısıklı’da 1-2 ay kalmak üzere kiralık bir ev aramış; ancak bulamamıştır. Bunun üzerine, Fâtih Çarşamba Fethiye Caddesindeki 47 nolu ve Fethi Uraz’a ait evi, kiracısı olan Naci Güleç’ten (Fırıncı ağabey yani Mehmet Nuri Güleç'in babası) ayda 80 lira ücretle kiralamış ve bir aylığını da peşin ödemiştir" dedi.

saidnursi_mehmetfirinci_ev.jpg

Mehmet Fırıncı ağabey, Bediüzzaman Hazretlerinin evlerinde nasıl kaldığını şöyle anlatmıştı

Gece saat bire doğru Muhsin Alev geldi. Görüştük. Tabiî üzüntüden birden, 'Neredesiniz? Sağ mısınız? Üstad nerede?' diye arka arkaya sormaya başlamıştım. O da bana anlattı. 'Sorma ahî. Ahşap bir otelin olmasını arzu etti. Aradık. Öyle müsait bir otel bulamadık. Çamlıca'da bir yerde, bir gece kaldık. Orada da dinsiz bir adam varmış. Üstad bundan çok rahatsız oldu. Ertesi sabah oradan da ayrıldık. Şimdi Bağlarbaşı'nda Helvacı Şükrü Efendinin evinde misafir bulunuyor. 'Yarın bir otel bulursanız bulun, yoksa İstanbul'u terk edeceğim' dedi.

"Üstadı kendi evime yerleştirmeyi düşündüm"

"Bu konuşma, beni birden bire çok fazla müteessir etmişti. Ve hattâ Hazret-i Üstad'ın İstanbul'u terk etmesi felâket işareti gibi geldi bana. Şiddetli bir ızdırap çöktü. Ve o anda ikamet etmekte olduğumuz ev, gözümün önünde tecessüm etti. Çok hoş, şirin ve rahat, arkasında bir miktar bahçesi ve çiçekliği olan bir evdi. 'Biz bu evi boşaltsak Hazret-i Üstad acaba orada oturmaz mı?' diye düşündüm. Ve hemen Muhsin'e söyledim. O da bir zaman düşünürken, ben 'İstersen gel, şimdi evi görelim. Sen sabahleyin git, Hazret-i Üstada arz et. Kabul buyururlarsa, fırının yanında iki odalı bir yerimiz daha var. Peder ve kardeşlerimi oraya naklederiz. Hazret-i Üstad da, tahmin ediyorum, orada rahat edebilir' dedim

"Muhsin 'Peki' dedi. Yurttan ayrıldık. Fatih Camiinin avlusuna kadar konuşarak gidiyorduk. Orada Muhsin, 'Ben şimdi görsem de Üstad Hazretlerinin tekrar görmesi lâzım. Benim görmem veya görmemem bir şey değiştirmez. Onun için, sen sabahleyin gel, beraber Hazret-i Üstada gidelim. Meseleyi anlatalım. Nasıl tensib ederse öyle yaparız' dedi. Ve yurda geri döndü. Ben eve gittim. Peder ve valideyi uyandırdım. Meseleyi anlattım. Onlar maalmemnuniye kabul ettiler. Ben de gece fırına çalışmaya gittim.

"Üstad Çarşamba'daki evimde kalmayı kabul etti"

"Sabahleyin Muhsin'le buluştuk. Bağlarbaşı'nda, Allah rahmet etsin Helvacı Şükrü Efendinin evinde, Üstad Hazretleriyle nihayet mülâki olduk. Elhamdülillah. Hazret-i Üstad, 'Hoş gelmişsen Fırıncı Muhammed kardeşim' dedi. Elini öptüm. Her zaman olduğu gibi, o da benim başımı öptü, sarıldı. Hal ve hatır ettikten sonra, maksadımızı kendisine arz ettik. Hazret-i Üstad 'Peki' dedi, 'sen şimdi git, biz arkadan  gelelim.' Ve ben sür'atle Fatih Çarşamba'ya yol aldım. Eve geldim, Üstad Hazretleri de arabayla arkamdan geldi. Halbuki benim niyetim peder ve valideleri fırının yanındaki eve göndermekti. Tâ ki Hazret-i Üstad, evi rahatça görebilsin ve rahatça karar versin. Ama böylesi de güzel oldu. Peder, valide ve kardeşlerim de Üstad Hazretlerini görmüş oldular. Üstad Hazretleri de onlara dua ettiler.

"Üstad Hazretleri evin şeklini beğendiler. Ve o andan itibaren  evde kaldılar. Bir kısım eşyayı diğer eve naklettik. Hazret-i Üstad takriben üç ay kadar orada ikamet etti. Bir kısım ihtiyaçları Hazret-i Üstad'ın yanında bulunan kardeşlerle görüşerek temin ettik.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum