Bediüzzaman: Hareket ve hâl ve tavrı, nübüvvet ve ciddiyetine şâhid-i kâfidir

Bediüzzaman: Hareket ve hâl ve tavrı, nübüvvet ve ciddiyetine şâhid-i kâfidir

Tarih ve siyer ve âsâr nokta-i nazarında dikkat olunursa; Muhammed aleyhisselâm dört yaşından kırk yaşına kadar

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin ŞUÂÂT RİSALESİ adlı eserinden bölümler.)

Şimdi gelelim maksada: İşte âsâr ve siyer ve tarih-i hayatı, hattâ a'dânın şehâdetleriyle Zât-ı Peygamberde vücudu muhakkak olan ahlâk-ı âliyenin kesret ve ihata ve tecemmu-u imtizacından tevellüd eden, izzet ve haysiyetten neşet eden şeref ve vakar ve kibr-i nefs ile—melekler, şeytanların ihtilat ve iştiraklarından tenezzühleri gibi—sırr-ı tezada binaen, o ahlâk-ı âliye dahi hile ve kizbden tereffu' ve tenezzüh ve teberri ederler. Hem de hayat ve mayeleri makamında olan sıdk ve hakkıyeti tazammun ettiklerinden, şûle-i cevvâle gibi nübüvveti lemean ediyor.

Hazret-i Âişe demiş: خُلُقُهُ الْقُرْاٰنُ 1. Kur'ân demiş: وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظِيمٍ 2

Düşmana da şâmil bir tevatür ve icmâ ile sâbittir ki, bütün ahlâk-ı hamîdenin en ekmeline mâliktir.

Ey birader! Görüyorsun ki; bir adam yalnız şecaatla meşhur olursa, o şöhret, ona verdiği haysiyeti ihlâl etmemek için kolaylıkla yalana tenezzül etmez. Nerede kaldı ki, cemi-i ahlâk-ı âliye birden tecemmu ede. Evet mecmuda bir hüküm bulunur, ferdde bulunmaz.

Netice: Tarih ve siyer ve âsâr nokta-i nazarında dikkat olunursa; Muhammed aleyhisselâm dört yaşından kırk yaşına kadar, lasiyyema hararet-i gariziyenin şiddet-i iltihabı zamanında kemâl-i istikametle ve kemâl-i metanetle ve tamam-ı ıttırad-ı ahvâl ile ve müsâvat ve muvazenet-i etvar ile ve nihayet iffet ile ve hiçbir hileyi imâ etmemekle beraber yaşadığı HAŞİYE-1 nazara alınırsa, sonra istimrar-ı ahlâkın zamanı olan kırk seneden sonra o inkılâb-ı azîm nazara alınırsa; Hak'tan geldiğini ve hakikat olduğunu tasdik etmez ise, nefsine levm etsin. Zira zihninde bir sofestai gizlenmiş olacaktır.

Hem de en hatarlı makamlarda (Gârda gibi HAŞİYE-2) tarik-i halâsı mefkud iken; ve haytü'l-emel bihasebi'l-âdet kesilir iken; gayet metanet ve kemâl-i vüsûk ve nihayet itminan ile olan hareket ve hâl ve tavrı, nübüvvet ve ciddiyetine şâhid-i kâfidir. Ve hak ile temessük ettiğine delildir.

Dipnot-1: "Onun ahlâkı Kur'ân idi." Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn: 139; Ebu Davud, Tatavvu': 26; Nesâi, Tetavvu': 2; Müsned, 6:54, 91, 163, 188, 216; el-Münâvî, Feyzü'l-Kadîr, 5:170; İbni Hibban, Sahih, 1:345, 4:112.
Dipnot-2: "Hiç şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin." Kalem Sûresi, 68:4.
HAŞİYE-1: Hile, mestûriyetini öyle ehl-i inada karşı muhafaza edemez.
HAŞİYE-2: لَا تَخَفْ اِنَّ اللّٰهَ مَعَنَا "Korkma! Allah bizimle beraberdir." demiş.