Bediüzzaman: Cemaatleri iki şart ile tebrik ve onlarla ittihad ederiz

Bediüzzaman: Cemaatleri iki şart ile tebrik ve onlarla ittihad ederiz

Bu cem'iyetlerden hangisi münakaşaya, rekabete kalkışsa, ibadette riya ve nifak etmiş gibidir?

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ adlı eserinden bölümler.)

MAKALE - 14

YEDİNCİ VEHİM

İttihad-ı İslâm cemaati, (Volkan'da "Bu cemiyyet" şeklindedir) sair cem'iyet-i diniye ile şakk-ul asâdır. Rekabet ve münaferatı intac eder?!

Elcevab:

Evvelâ umûr-u uhreviyede hased ve müzahamet ve münakaşa olmadığından; bu cem'iyetlerden hangisi münakaşaya, rekabete kalkışsa, ibadette riya ve nifak etmiş gibidir?!.

Sâniyen:

Muhabbet-i din saikasıyla teşekkül eden cemaatlerin iki şart ile umumunu tebrik (Volkan'da "takdis" kelimesiyledir) ve onlarla ittihad ederiz.

Birinci şart: Hürriyet-i şer'iyeyi (Volkan'da "meşrutay-i meşruayı" şeklindedir) ve asayişi muhafaza etmektir.

İkinci şart: Muhabbet üzerinde hareket etmek, başka cem'iyete leke sürmekle kendisine kıymet vermeğe çalışmamak. Birinde hata bulunsa, müfti-i ümmet cem'iyet-i ulemaya havale etmektir.

Sâlisen:

İ'lâ-yı Kelimetullahı hedef-i maksad eden cemaat, (Volkan'da "cemiyyet" kelimesiyledir) hiçbir garaza vasıta olamaz. İsterse de muvaffak olamaz. Zîrâ nifaktır. Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda olunmaz. Nasıl Süreyya süpürge olur veya üzüm salkımı gibi yenilir? Şems-i hakikata "püf, püf" eden, divaneliğini ilân eder.

Ey dinî cerideler! Maksadımız: Dinî cemaatlar maksadda ittihad etmelidirler. Mesalikte ve meşreblerde ittihad mümkin olmadığı gibi, caiz de değildir. Zîrâ taklid yolunu açar ve "Neme lâzım, başkası düşünsün" sözünü de söylettirir.