Bediüzzaman: Bir millet cehâletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder

Bediüzzaman: Bir millet cehâletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder

Siz dîvânelikle kısa yolu uzun yapıyorsunuz

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin MÜNAZARAT adlı eserinden bölümler.)

Bismillahirrahmanirrahim

Sual: Ne diyorsun? اِسْتَحْسَنْتَ ذَا وَرَمٍ 1 Hâl-i hâzırın eskisi gibi çok fenalığı var, bize zulmeder; hem de zaafta, kuvvetsizlikte eskisine benzer. Demek, târif ettiğin meşrutiyet daha bize selâm etmemiş; ta ki, biz de "Ehlen ve sehlen" desek?

لاَ بَلِ اسْتَسْقَيْتُ اُسْكُوبًا وَاسْتَسْعَيْتُ يَعْبُوبًا وَاسْتَحْسَنْتُ حَوْرَۤاءَ وَمَدَحْتُ حُرِّيَّةً حُرَّةً حُورِيَّةً 2

Cevap:

Fakat, sizin dîvâneliğinizden korkmuş, gelememiş. Zulüm, meşrutiyetin hatâsı değil, belki kafanızdaki cehâletin zulmetindendir. Siz dîvânelikle kısa yolu uzun yapıyorsunuz. Küdân ve Mâmehuran aşiretleri, daha asker gelmeden, alâküllihâl vermeye mecbur olan emvâl-i emiriyeyi hazır etse idiler, şu kadar zulüm olmayacaktı. Evet, bir millet cehâletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder.

Siz diyorsunuz: "Şimdiki hükûmet eskisi gibi zayıftır."

Evet; kuvvetsizlikte, dokuz yaşındaki çocuk, doksan yaşındaki ihtiyara benzer. Fakat, o kabre müteveccihen iner, eğilir, girer; şu ise, doğrulur, şebâbe doğru yükselir.'

Dipnot-1: Veremli (hastalıktan şişmiş) birini övüyorsun.
Dipnot-2: Hayır! Aksine, ben bir nehirden su almak istedim. Bir bulutun bolca yağmur indirmesini arzu ettim. Ahu gözlü bir güzel beğendim ve hûri gibi güzel, hür bir hürrıyeti methettim.