Başöğretmen Said Nursi
HaberVaktim yazarı İrfan Sönmez, Bediüzzaman Said Nursi'nin Kürt'ün de Türk'ün de başöğretmeni olduğunu yazdı. İşte Sönmez'in yazısından ayrıntılar:
HaberVaktim'de yazan İrfan Sönmez, Bediüzzaman'ın Kürtlerle Türkleri birleştiren ve barış içinde yaşamalarını sağlayan bir mivher olduğunu belirttiği yazısından bazı bölümler:
"Her toplumun büyük öncüleri, büyük pişdarları vardır. Türk toplumunun büyük kılavuzlarından biri de Said Nursi hazretleridir. Hayatı, eserleri, talebeleri ile ardından zengin bir miras bırakmıştır.
"Bugün Anadolu’yu aydınlatan yıldızların birçoğu onun şavkından ışığını alan şakirtlerinden oluşuyor. Demek ki insanlar eserleri ile hizmetleri ile ölümsüzleşebiliyorlar. Bazı nadanlar onu gözden düşürmek için Kürdi sıfatını ısrarla kullansalar da, onun Kürtlüğü de, kişiliği de bu milletin başında parlayan en parlak taçlardan biridir.
"Said Nursi’nin hayatı işkenceler, sürgünler, hapislerle geçti. Denizli’de, Eskişehir hapishanesinde yaşadıkları, Barla’da, Emirdağ’da muhatap oldukları kitaplara sığmaz. Horlandı, ezildi, iftiraya uğradı ama hiçbir zaman bu milletten, Türk milletinden vazgeçmedi. Onun için isyan çıkaranlara, Kürt’le Türk’ün arasına fitne sokanlara hiçbir zaman rağbet etmedi. Yaşadığı dönemde Anadolu’nun vicdanı oldu. Kürt’ün de Türk’ün de başöğretmeni gibi davrandı. Elindeki nurlarla karanlıkta kalan nesillerin yol göstericisi oldu. Kürtlerin emperyalizmin oyununa gelmemesi için Doğu’ya Üniversiteler açılması gerektiğini, bugünleri gören eşsiz ferasetiyle 80-90 yıl önce söyledi.
"Yaşadığı dönemde Said Nursi, içinde binler evliyalar değerinde Şehit çıkacağını söylediği Türk Ordusuna silah çekmeyi hiçbir zaman doğru bulmamış, sağda solda ayaklanmak isteyenleri lisan-ı münasiple ikaz etmiştir. Bu maksatla, hayatını iman ve Kuran davasına adamış, her çirkinliğin ahlak zaafından kaynaklandığını görerek hizmetini bu amaca teksif etmiştir. Nitekim, bazı İslami akımlardan bile –Kavmiyetçilik-hastalığına duçar olanlar çıkmış, ama Nurların kılavuzluğunda yürüyen, Said Nursi’yi doğru anlayanlar asla böyle bir yanlışlığa düşmemişlerdir. O Kürt’le Türk’ü birleştiren, aynı değerler etrafında kucaklaştırıp, tek millet haline getiren bir mihver olmuştur."
