Az da olsa devamlı olan makbul

Az da olsa devamlı olan makbul

Âişe’den (r.a) rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmuştur: “Amellerin, Allah Teâlâ’ya en sevimli olanı, az da olsa onların en devamlı olanıdır”

Prof. Dr. Zekeriya GÜLER’in HADİS GÜNLÜĞÜNDEN

AZ DA OLSA DEVAMLI OLAN MAKBÜL

Âişe’den (r.a) rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmuştur:

“Amellerin, Allah Teâlâ’ya en sevimli olanı, az da olsa onların en devamlı olanıdır”[1].

AÇIKLAMA

Hadisi Hz. Âişe’den rivâyet eden Kâsım b. Muhammed şu gözlemde bulunur:

“Âişe, amel işlediğinde onu devamlı yapardı” (ve kânet Âişe izâ amilet el-amele lezimethu). Yine hadisin diğer râvisi Ebû Seleme, “Muhammed’in (s.a) âli/ehl-i beyti bir amel işledikleri zaman onu devamlı olarak yerine getirirlerdi”[2] diyerek aynı noktayı perçinler. Hadislerin hemen ardından zikredilen bu ifadeler, az da olsa kesintiye uğratmadan yerine getirilen kulluğun lüzum ve faziletini öğreten asr-ı saâdet tatbikatını göstermesi bakımından önemlidir.

Alkame’nin şu rivâyeti de bu konuyla ilgilidir:

Mü’minlerin annesi Âişe’ye, “Yâ ümmel-mü’minîn! Rasûlullah’ın (s.a) ameli nasıldı, belli günlerde belli şeyler yaptığı olur muydu?” diye sordum. Bu suâle o şöyle cevap verdi: “Hayır, onun ameli devamlıydı. Hangi biriniz, Rasûlullah’ın (s.a) güç yetirdiğine tâkat getirebilir?”[3].

Ayrıca, Hz. Âişe’nin Rasûl-i Ekrem’den rivâyet ettiği şu hadis, konu bütünlüğü açısından burada kaydedilmelidir: “Orta yolu takip edin ve ümitvar olun. Zira hiçbir kimseyi ameli cennete sokmaz”. Sahâbe, “Sen de mi, yâ Rasûlallah?” diye sorunca, Rasûlullah (s.a) şu cevabı verdi:

“Ben de öyle. Allah’ın bana rahmetle muamele etmesi müstesna (o takdirde netice farklı olur). Biliniz ki, amelin Allah’a en sevimli geleni az da olsa devamlı olanıdır”[4].

“Az da olsa süreklilik” anlayışı, aşırı hırs ve yersiz rekabetten uzak okuma alışkanlığı, ilim ve düşünce hayatında başarılı olmak için de geçerlidir. Tıpkı amel ve icrâat gibi, okumak ve düşünmek de dâimî bir süreçtir. Şu uyarı dolu tesbitlerin burada dikkatlere sunulmasında fayda var:

“Büyük İslâm feylesofu İbn Sîna, dünyaca meşhur olan Kitâbü’ş-şifâ’sını hergün, sabah namazından sonra Bağdat’taki bir caminin büyük kandili altında oturarak, kuşluk vaktine kadar, yani takriben iki saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz feylesofu Spencer, muazzam eserlerini, günde iki saat çalışarak yazmıştır. Her sene bin, bin ikiyüz sahifelik eser veren Fransız edibi Emil Zola’ya bu muvaffakiyetinin sırrını sormuşlar: Hergün yalnız üç saat çalışır ve yazarım demiş[5]. Çalış, fakat haris olma. Haris insan, ciğer bulaşmış eğeyi yalayan aç kedi gibidir, dilinden akan kanı yalar da bilmez. Çalış, daima çalış, fakat hırsı bırak. Zira hırs, verimli çalışmanın, sağlık ve saadetin düşmanıdır”[6].

Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi de benzer uyarıda bulunur:

“Tamâ-yı hırsa uyup nefs ile mahkûr olma,

Râhatın zâil olur nâm ile muşhûr olma!”

haber7