Bülent Şanlıkan'ın haberi:

Türkiye’nin dört bir yanındaki camilerin ses sistemi üzerinde çalışan Ömer Karakaş, son olarak Tarihi Yarımada’nın incisi Ayasofya’nın ibadete açık olan bölümündeki ses sistemini yeniden yapılandırmıştı. Şimdi de Fildişi Sahilleri’nde inşa edilen Abidjan Merkez Camisi’nde çalışma fırsatı elde etti. Karakaş, Türkiye’den Afrika’ya uzanan heyecanlı serüvenini anlattı:  

HER ŞEYİ İKİ AY İÇİNDE HAZIRLADIM

“Ayasofya’daki çalışmam Fildişi Sahilleri’nden iş teklifi getirdi. Abidjan Merkez Camisi’nin ses düzenini yapmam istendi. Caminin yapımında rol oynayan kişiler Türkiye’yi gezdikleri sırada Ayasofya’da okunan ezan sesinin kalitesini çok beğenmiş, ‘Doğru insanı bulduk’ demişler. Konuştuk anlaştık. Oldukça büyük bir camiydi. İki ay içinde tüm ses sistemini hazırladım. Camiye ezan sesini verince yetkililer sevinçten havaya uçtular.”

GÜRÜLTÜ ÜÇ KAT BİRDEN ARTTI

“Tarihi camilerin etrafı duvarlarla kaplıdır. Dışarıdan gelen sese karşı set görevi üstlenirler. Şehirlerin ses-gürültü seviyeleri yapıldıkları dönemlerde çok düşüktü. Örneğin İstanbul’un bugün ortalama gürültü oranı 60-70 desibeldir. Camilerin inşa edildikleri yıllarda ise bu oran 20- 30 arasındaydı. Cemaat çıplak sesi çok rahat duyabiliyordu.”

SÜLEYMANİYE'DE ÇAKIŞMA SORUNU

“Süleymaniye Camisi’nde cemaat ‘hocanın ne söylediğini anlayamıyoruz’ diye şikayet ediyor. Bir proje hazırlayıp sundum. Sonucu bekliyorum.” 

SULTANAHMET'TE HOPARLÖR KİRLİLİĞİ VAR

Karakaş tarihi camilerin yüzde 90’ında sonradan eklenen ses sistemlerinin yanlış açılar, malzemeler ve hesaplamalar nedeniyle doğal akustiği bozduğunu söylüyor:  “Sesin yansıma süreleri ortalama iki saniye olması gerekirken 4-5 saniyeye kadar çıkıyor. Cemaat de okunanları anlamakta zorlanıyor. Ayasofya’nın komşusu tarihi Sultanahmet Camisi’nin dört bir yanına konulan hoparlörler de caminin mistik yapısını bozuyor. En büyük görüntü kirliliği ise dev avizenin tam ortasına yerleştirilen kabinler.”

Akşam