Çağın… Asrın… Zamanın… deyimlerini hangi deyim olursa olsun cümlenin devamı bir yerlere çıkıyor.

Ne demek isteğimi anlaşılmış olmalı. “Çağın…” deyiminin ardına ihtiyaç duyulan daha bir çok kelime ve kavramların bahse konu olmasını bekleyebiliriz.

Yine özgün ve orijinal bir çalışmanın ürünü bir kitaptan bahsedeceğim bu yazıda.

“Asrı Güzelleştiren Adam Bediüzzaman”  kitabı üzerine bir bahis açmak niyetim. Tanıtım diyemem. Tanıtmak iddialı bir ifade. Bahsetmek diyebiliriz.

Önce yazar Mustafa Çalışan’a bir paragraf açmak isterim.

Üniversite tahsilini Ankara’da yapan Mustafa Çalışan’la aynı üniversitenin farklı fakültelerinde aynı dönemlerde okuduk. Nur dershanelerinde kalırken bir çok müşterek çalışmalarımız oldu. Gazetede yazı denemeleri, sayfa hazırlıklarımız haftanın belirli günleri birlikteliklerimiz oldu. Müteakip yıllarda bizim memuriyetimiz O’nun çeşitli hizmet kurumlarında, basın kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarında aksiyoner hayatı takdire şayan levhalarla dolu olduğunu görüyoruz. Halen de değişik hizmet organizasyonları vesilesi ile aynı ortamlarda karşılaşıyoruz. Kitapta yer alan özgeçmişinde her anı dolu dolu nur hizmetleri ile geçen aktivist yönünü görülebilecektir.

İmzalayıp gönderdiği son özgün çalışmalarından biri olan “Asrı Güzelleştiren Adam Bediüzzaman” adlı kitabı bir süredir kitaplığımda okunmayı bekliyordu. Özel bir yoğunlaşma ile okumak istiyordum ve elime aldım. İtiraf edeyim, kitap kargodan elime alınca ön yargı ile derleme bir çalışma zannettim. Fakat okuyunca öyle derleme falan değil üzerinde titiz çalışılmış çok değerli bir eser olduğunu gördüm.

İlk bölümde başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet Görmez, Prof. Dr. Nevzat Tarhan vb.daha bir çok önemli şahsiyetlerin Bediüzzaman hakkında değerlendirmeleri yer alıyor.

İkinci bölümde, Bediüzzaman’ın hayatından satır başları. Kronolojik olarak bugüne kadar çeşitli kaynaklarda yer alan, doğrulanmış son şekli detay bilgiler halinde bir araya getirilmiş.

Üçüncü bölümde, saff-ı evvel ağabeylerden bazılarının üstadı anlatıyor bölümü..

Dördüncü bölümde, Bediüzzaman’ın fikri hayatından güncelliği değişmeyen, geleneksel İslam düşüncesi ile modern dönem düşüncelerin barıştığı çatıştığı noktalar. Milliyetçilik bahsi, cihad kavramı, Cumhuriyete bakışı, Medresetüzzehra projesi gibi hep gündemde olan konulardaki bakışı özetler halinde yer alıyor.

Beşinci bölümde, İslam âlimlerinin Bediüzzaman hakkında sitayişkâr beyanları…

Altıncı bölümde aydınların gözüyle Bediüzzman konulu yorumlar yer alıyor.

Fethullah Gülen hoca efendiden, Mehmet Kırkıncı hoca efendiye, Cemil Meriç, Şerif Mardin gibi yerli ve yabancı otuz küsür meşhur aydın ve bilim adamının kısa kısa fakat özlü, her birinin önemli tespitleri bulunuyor.

Ayrıca Risale-İ Nur külliyatının büyük mecmuaları Sözler, Lem’alar, Şualar, Mektubat, gibi temel eserlerin tanıtımları yapılmış.

Son bölümde biri yerli biri yabancı haber makale örnekleri konulmuş.

Yabancı kaynaklı haber şöyle;

“Said Nursi’nin Time Dergisi muhabiri ile görüşmesini Risale Haber’in Hollanda okuyucuları buldu.

Bediüzzaman Said Nursi’nin vefatından önce İstanbul’a son gelişinde Time Dergisi muhabiri ile görüştüğü, ancak bu görüşmenin haberleştirildiğine dair bir bilgiye ulaşılamamıştı.

Risale Haber okuyucularından Yavuz Bilgin ve Muhammed Başoğlu uzun bir çalışmadan sonra görüşmenin haber ve küpürlerine ulaştı…”

Yerli makale olarak da Ahmet Altan’ın Taraf gazetesindeki köşesinde “Odundan Meyveye” başlıklı yazısında “ Önce Fırıncı abi geldi, sonra Çantacı abi geldi..” diye başlayan nur camiası tarafından çok ilgi gören makalesi yer alıyor.

Sonra bugüne kadar yurt içi ve yurt dışı Bediüzzaman Sempozyum programları liste halinde sunulmuş. Yalnız 2012 de gerçekleşen Mardin’de, Isparta’da, Kızılcahamam’da, özellikle Van’da düzenlenen sempozyumlar yer almamış. Müteakip basımlarda belki yer alabilir.

Yazının başında da ifade ettiğim gibi gerçekten çok titiz çalışılmış. Gerek risale camiasından insanlar için, gerekse Bediüzzaman’ı hiç tanımayanlar için çok güzel bir tanıtım ve referans kaynak niteliğinde. Bediüzzaman atıf ve izafe edilen ne kadar hüsün tabir ve sıfatlar varsa ve bunları zikredenlerin isimleri ile derlenmiş bir araya getirilmiş.

Kopyala yapıştır kolaycılığına kaçmadan özgün bir üslup ile kaleme alınmış, gayet akıcı bir anlatımla özgün bir eser çıkmış ortaya.

Risale-i Nur’un özelliğindendir ki, her defasında okuyuşunda yeni bir keşif çıkarımı, tespitler olduğu gibi her farklı okuyan da diğerinden başka anlamlar çıkarabiliyor. Çünkü Bediüzzaman has talebeleri için, “bir talebem bütün vazifelerimin varisliğini kaldırmaz” dediği biliniyor. O bakımdan daha ileride çok yeni tespit ve çıkarımlar olacak. Çok eserler ortaya konulacaktır.

Sayın Mustafa Çalışan talebelik arkadaşım, aynı dönem nur dershanelerinden kardeşim, seninle iftihar ediyor tebrik ediyor, daha nice hizmetler ve eserler bekliyoruz.

Diya Kitap Yayınları arasında çıkan adı geçen kitap okunup bir daha açılmamak kitaplıkta yerini alacak bir kitap değil araştırma yapacaklar veya herhangi bir bilgi doğrulaması için başvuru yapılacak bir kaynak sayılabilir muhtevaya sahip.

Diya Kitap Basım Yayın Dağıtım Gümüşsuyu Mah. Sultaniye Cad. No: 32 D/B Beykoz-İSTANBUL