84 gün gözaltında tutulduğu Kayseri Zincidere Askerî Okulu'nun çamaşırhanesinin işkencehaneye dönüştürüldüğünü belirten İlter, "Hâlâ elim ayağım titriyor. Çektiklerimin hesabını sormak için 30 yıl bekledim. Allah'a şükür bu günleri gösterdi." ifadelerini kullanıyor. 

Bileklerinden duvara bağlandıklarını, uyku uyumanın, yemek yemenin ve tuvalete gitmelerinin yasaklandığını kaydeden İlter, "Suçuna göre bir öğün yemek, günde bir kez tuvalete gideceğin, günde 2 saat oturacağın göğsündeki kâğıda yazılıyordu. Hâlâ gözbağlarım ve ceza kâğıtlarım duruyor." diyor. Yorulup duvara yaslanmaya 20 jop, gözbağını gevşetmeye 60 jop cezası verdiklerini söyleyen İlter, "Öyle bir psikolojinizi bozuyorlar ki, Papa'yı bile ben vurdum demeye hazır ediyorlar." örneğini veriyor.

Kucağında çocuğu bulunan genç bir kadına yapılan işkenceye dayanamayıp tepki gösterdiğini ifade eden İlter, "Gözbağımı açıp askerlere saldırdım. Öyle bir dayak yedim ki bayılmışım 4. günde kendime gelmişim. Tecritte yeri ıslatıp elektrik de verdiler." diyerek o günleri anlatıyor. T şeklinde, duvara çakılı çarmıha benzeyen bir ağaca gerildiğini, istedikleri ifadeyi vermediği için infaz edilmeye dahi götürüldüğünü, gözü bağlı olduğu halde kurusıkı mermilerle üzerlerine ateş açıldığını aktarıyor.

ABD'den işkence konusunda uzman kişilerin belirli polis şeflerine işkence dersleri verdiği iddiasında bulunan Hasan İlter, "İstanbul'da gözaltına alınan sol görüşlü birine, Isparta'da işkence gören ülkücüye, Diyarbakır'daki Kürt'e sorun. Bu işkencelerin aynı olduğunu anlatacaklardır. Çünkü ABD'den gelen işkencecilerin uyguladığı bir sistem bu." görüşünü savunuyor. O dönem psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Turan İtil'i darbecilerin ABD'den Türkiye'ye getirdiğini dile getiren İlter, İtil'in tutuklular üzerinde deneyler yapıp darbe yönetimine bilgi verdiğini öne sürüyor.

HÂLÂ GÖZÜM YERDE GEZİYORUM

İlter, "Manevi, psikolojik işkencelerin fikir babası İtil'dir. 12 Eylül'de cezaevine tıkılan insanların şahsiyetsizleştirilmesini sağlayan kişidir. Çünkü bu kişiler Türkiye'nin kaderine yön verebilecek insanlardı. Çıktıktan sonra ihtilalcileri sorgulamasınlar diye bizi öyle bir aşağıladılar ki, yıllarca ses çıkarılamadı. Bizi pısırıklaştırdılar. 32 yıl geçti, avukat oldum, gözüm hâlâ yerde geziyorum." şeklinde konuşuyor. 12 Eylül davasına müdahil olmak için dilekçe verdiğini söyleyen İlter, "4 Nisan'ı sabırla bekliyorum. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın sağlıklarına dua ediyorum. Dava sonuçlanana kadar yaşasınlar, işkence görmesinler ama cezaevinin soğuk duvarlarıyla yüzleşsinler. İbret-i alem olsun. Darbeciler bu işleri bir daha akıllarından geçirmesin." dileğinde bulunuyor.

Zaman