'Aşırı eğitimlilik' gençlerin aile kurmasını da, istihdamını da geciktiriyor
Literatürde NEET (Not in Education, Employment or Training) olarak tanımlanan, ne istihdamda ne eğitimde olan ya da popüler kullanımıyla "ev genci" olarak gündeme gelen gençlerle ilgili çalışmalar...
Literatürde NEET (Not in Education, Employment or Training) olarak tanımlanan, ne istihdamda ne eğitimde olan ya da popüler kullanımıyla "ev genci" olarak gündeme gelen gençlerle ilgili çalışmalar, bu kitlenin ekonomik bağımsızlığı kazanamama, geç evlenme, ümitsizlik ile başa çıkmak zorunda kaldığını gösteriyor.
TÜİK'in 2024 verilerine göre 15-24 yaş arasındaki gençlerde NEET oranı yüzde 22,9 (2 milyon 679 bin kişi) olurken, 15 – 29 yaş grubundaki gençlerde bu oran yüzde 25,9 (4 milyon 676 bin kişi).
Kalkınma planları ve istihdam strateji belgelerinin de odağında yer alan NEET statüsü, izlenen politikalar ve uygulanan eylem planlarının da etkisi ile 2020 yılından günümüze azalma eğiliminde olsa da yüksek rakamlar ciddi sosyo-politik çalışmalar ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, bazı gençlerin bu durumdan kaçınmak için eğitim hayatlarını uzattığını, ortaya çıkan "aşırı eğitimli" olma durumunun ise iş piyasasına geçiş ve evlilik gibi süreçleri geciktirdiğini ve toplumu doğrudan etkilediğini söylüyor.
Uzmanlara göre, bir kişinin mevcut işi için gerekli olan eğitim düzeyinin üzerinde yetkinliklere sahip olması ya da fazla eğitim alması anlamında kullanılan "aşırı eğitimlilik" kavramı, NEET statüsü kadar işgücü piyasalarını ve nüfus politikalarını doğrudan etkiliyor.
AŞIRI EĞİTİMLİLİK HAYATA ATILMAYI GECİKTİRİYOR
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Erkam Kocakaya, NEET gençlerle ilgili yaptığı çalışmaları ve aşırı eğitimlilik durumunun toplumsal sonuçlarını AA muhabirine anlattı.
Kocakaya, eğitim politikalarının işgücü piyasasının gereksinimlerinin üzerinde bir bilgi, beceri ve yetkinlik seti kazandırmasının gençlerin istihdamını kolaylaştırmadığını ve hayata katılımlarını da geciktirdiğini söyledi.
"Aşırı eğitimlilik" durumunun özellikle gencin işgücü piyasasına geçişini ertelediğini belirten Kocakaya, "Gençlerimiz düşük bir ücretle veya ağır çalışma koşulları altında iş hayatına geçiş yerine daha üst bir eğitim düzeyine geçerek aşırı eğitimli oluyorlar. Eğitim aldıkları programlarda lisans üstü düzeyde akademik derinlik ve bilimsel araştırma yetkinliği kazanarak iş piyasalarına geç kalan gençler, iş dünyasının deneyim beklentisine karşılık veremiyor.
Aşırı eğitimlilik iş gücü piyayasının talebinden uzak, plansız ve kontrolsüz olduğunda gençlerin iş hayatına atılmasını ve evlilik kararı almalarını da geciktiriyor." diye konuştu.
Kocakaya, gençlerin bireysel özellikler, aile, eğitim, sosyal çevre ve işgücü piyasası kaynaklı nedenlerle NEET statüsünde olabildiklerini, NEET gençler arasında tercihen eğitimde ve istihdamda olmamayı tercih edenlerin de olduğunu söyledi.
Yeni dönemde işgücü piyasalarıyla genç neslin beklentileri arasında farklılıklar olduğuna dikkati çeken Kocakaya, "İş piyasaları özellikle sosyal bilimler alanında aşırı eğitimli insanların çalışabileceği iş imkanlarını önemli ölçüde azaltmış durumda. Y kuşağında yüksek lisans ve doktora düzeyinde dikey ve yatay olarak farklı disiplinlerde yüksek bir mezuniyet oranımız var. Bu bizde aşırı eğitimlilik sorununu beraberinde getirdi. Çünkü 28-29 yaşına gelmiş bir bireyin iş piyasalarına geçişi artık çok zor."
NEET olmanın beklenmedik toplumsal sonuçlar da doğurabildiğini belirten Kocakaya, şöyle devam etti:
"Bazı bireyler isteğe bağlı iş gücü piyasasının dışında kalıyor ve aşırı eğitimlilikten kaçıyor veya okuldaki başarısızlığı nedeniyle okulu terk ediyor ve toplumdan bir şekilde dışlanan grupları oluşturuyor. Bu gruplar daha kopuk, daha bağlantısız ve güvenini yitirmiş hatta bazı bağımlılıklara ve suça eğilimli gençler haline gelebiliyor." diye konuştu.
NEET İLE MÜCADELE İŞ BİRLİĞİ MODELLERİ OLUŞTURMAK ÖNEMLİ
Kocakaya, NEET oranını düşürmeye yönelik mücadelede ülkelerin farklı stratejileri olduğunu belirterek İngiltere'deki RONİ modelinin yerel yönetimlerle okullar arasında sıkı bir iş birliği yaptığını ve NEET olma risklerini önceden tespit edip eyleme geçildiğini söyledi.
Türkiye'de de kurumlar arasında, okul, aile ve birey düzeyinde iş birliğini ve iletişimin artırılmasının önemli kazanımlar getireceğini anlatan Kocakaya şunları kaydetti:
"NEET konusunun kurumsal anlamda bir iş birliği modeli ile çözüleceği, merkezi ve yerel düzeyden, okul ve aile düzeyine kadar topyekun bir işbirliği modeli ile uçtan uca çözüleceği artık aşikar. Burada özellikle yerel yönetimler, okullar ve ailenin ilk basamakta iş birliği yapması gerekli. İkinci basamakta ise sivil toplum, devletimizin merkezi düzeydeki politika yapıcıları, "erişim", "yetkinlik", "yetiştirme" ve "yerleştirme" stratejik eksenlerini tanımlayarak, bir gencin ortaokul, lise, üniversitedeki eğitimini ve zamanını israf etmeden, yerel ve merkezi eylemlerini planlanması gerekiyor."
aa
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.