Arapça ezan okuduğu için minâre merdivenlerinden aşağıya sürüklediler

Arapça ezan okuduğu için minâre merdivenlerinden aşağıya sürüklediler

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun: Elazığlı kanaat önderi Hafız Abdullah Nazırlı Hoca, 107 yaşında vefat etti

Fethi Sekin Şehir Hastanesinde vefat eden 6 çocuk babası Nazırlı'nın cenazesi bugün saat 14.00'te İzzetpaşa Camisi'nde kılınacak namazın ardından Harput Mezarlığı'ndaki aile mezarlığına defnedilecek.

ARAPÇA EZAN OKUDU DİYE SARIĞI BOĞAZINA SARILARAK MERDİVENLEDEN SÜRÜKLENDİ

Osman hocanın vefatını duyuran Cübbeli Ahmet Hoca, Arapça ezan okuduğu için başına neler geldiğini şöyle anlattı:

107 yaşında bir Osmanlı bakıyyesi âlim olan Hocaefendi, başta Timurtaş Hoca olmak üzere Anadolu'da binlerce hâfız yetiştirmiş, o çok şiddetli yasak zamânında Kur'an talebesi olarak üzerine düşeni yapmış, hattâ Arapça ezan okuduğu için dönemin askerleri tarafından boğazına sarığı geçirilerek minârenin merdiveninden aşağı sürükleye sürükleye indirilmişti.

Yüz yaşını mütecâviz olmasına rağmen fevkalâde keskin bir zekâ ve ilme olan iştiyâkının şâhitleri çoktur. Yaşlılığına rağmen ziyâretine gelenlere kitap çıkarıp okur, saatlerce anlatırdı. 

Böylesi büyük bir çınar daha devrildi. Ne mutlu ki rahmet ayı Receb-i Şerîf'e girdiğimiz gibi Rabbimize kavuştu. Zâten evliyâullâh Receb-i Şerîf ayına kavuşup ilk gecesi vefât etmek için duâ ederlerdi.

Bütün ömrünü İslâm'a, Kur'ân'a vakf eden Kur'an hâdimi Hâfız Abdullah Nazırlı Hocaefendi'ye Allâh-u Te'âlâ ğarka-i ğarîk rahmet eylesin, makâmını âlî eylesin, Kur'ân'ı kendisine şefaatçi eylesin, âilesine sabr-ı cemîl ihsân eylesin. Yaşayan hocaefendilere uzun ve sıhhatli ömürler ihsân eylesin. Âmîn!

HAFIZ ABDULLAH NAZIRLI HOCA KİMDİR?

Abdullah Nazırlı,1920 yılında Elazığ’ın Hoş köyünde dünyaya geldi. Babası Diyarbakır’ın Hani ilçesinde İmam-zadeler ’den Sufi Abdulfettah Efendinin oğlu Hacı Ali Efendi, annesi Elazığ’ın Hoş köyünden Çuvalcı-zadeler ‘den İbrahim Efendi’nin kızı Hatice Hanımdır. Babası tarafından soy kütüğü Battal Gazi’ye vardığından Osmanlı padişahları tarafından dedelerine çeşitli zamanlarda taltif ve himaye edilmelerini emreden beratlar verilmiştir. Bunlardan sadece on tanesi Hafız Abdullah tarafından koruma altına alınabilmiştir.

GENÇLİĞİ VE EĞİTİMİ

Abdullah Hocanın çocukluğu ve gençliği Hani ilçesinde geçer. Burası babası Ali Efendi’den Kur’an-ı Kerim öğrenir ve hafızlığa başlar. 12 yaşında iken hafızlığını tamamlar ve babası tarafından Elazığ’a getirilir.

Elazığ’da çarşı imamı enişteleri merhum Hafız Mehmet Erçağ’dan tecvid, kıraat ve makam dersleri alır.

Amcası Müderris Hafız Muhammed Efendi’den Arapça, tefsir ve Şafii fıkhı ile Osmanlıca dersleri alır.

Bütün bu tahsilini ikmal ettikten sonra Hani, Lice ve Diyarbakır’da merkezi camilerinde aşr-i şerif ve mukabele okur. Sedası güzel olduğu için her geçen gün dinleyicileri ve cemaati çoğalır. Merhum Celal Güzelses ve eşraftan Reşit Bey hoca efendiyi sık sık dinlemeye gelenlerdendir.

1942 yılında Abdullah Hoca, Malatya ve Sivas üzerinden Kayseri’ye trenle gelir ve İstanbul’un tanınmış Kurra hocalarından Hafız Aciz Mustafa Ragıp Efendi’nin talebesi Kayserili Hafız Mahmut Kuşculu’dan Kur’an-ı Kerim’in on kıraat üzere okunmasına yönelik aşere dersi, Kayseri Müftüsü Abdullah Develioğlu’ndan ta’lim, tashih-i huruf ile şiir ve edebiyat dersleri alır. Kayseri’de iken askere çağrılır. 1943’lü yıllarda II. Dünya Savaşı sırasında askere gider ve on bir ay Bulgaristan sınırında, on üç ayda Çorlu Askeri Hastane ’sinde vatanı görevini ifa eder.

Tezkere aldıktan sonra tekrar Kayseri’ye döner ve Kayseri’de tahsilini tamamlayarak diplomasını 1946 yılında alır. Bu diploma ile Malatya’ya gider, ilk resmi görevine Malatya Söğütlü Camii müezzinliğine atanmak suretiyle başlamış olur. Bir yıl sonra aynı ilde Yeni Camii Müezzinliğine atanır. Üç yıl bu görevi büyüttükten sonra, Kangal Müftüsü Abdullah Apaydınla tanışır ve kızıyla evlenir. 1949 yılında Kuran-ı Kerim öğretmeni olarak Sivas-Kangal’ a atanır.

1955 Elazığ Müftülüğü’ nün talebi üzerine Elazığ’ a Şıra Meydanı Camii’ ne Kur’an kursu öğreticisi olarak, daha sonrada İhsaniye Camii’ ne naklen atanır ve burada 20 yıl süre ile görev yapar, öğretici yetiştirir.

1975 yılında emekli olur. Ancak fiilen görevi bırakmaz. Kubbeli Camii’ nde fahri olarak vaaz verir ve 2000 yılına kadar da bunu sürdürür. Bu arada da yine Diyanet Eğitim Merkezinde, Harput Ulu Camii’ nde Kur’ an-ı Kerim Kıraat ve Tecvid dersleri verir.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum