Hikmet HOCAOĞLU

Hikmet HOCAOĞLU

Anti depresan…

1- Pres = Baskı

2- Depres  = Gevşemiş

3- Anti Depresan = Reçeteli uyuşturucu…

İnsan fıtratı ilk hal üzere gelir dünyaya.

Geldiği dünyadan gitmeyeceğini ya da burada yok olacağını düşünenler ise gevşerler. Kaos ve buhranlar baş gösterir. Bu hale literatürde depresyon diyoruz.

İman ile sultan olmayan insan sarhoşluğa saklanır.

Sarhoşluk elbette sadece kuru sulu maddelerle değil, çok konuşmak, çok yemek, aşırı şehvet, çok uyumak, siyaset, çok gülmek gibi türlü belirtilerle  de gözlemlenir gevşemiş insanlarda.

Yaşam arzusu ebediyete programlanmış varlıklar olarak, toprak olacağını sanan ve kısacık dünya hayatına kendini hapseden, yahut dünyada bekayı arayıp, duyduğu her sala ile yıkılanlar elbette kargaşa ve kaos içinde bunalıma girerler. Bu nevrotik ruh halinin doğal neticesidir kaçılan sarhoşluklar.

Peki tersinin tersi ile tekrar normale döndürme gayesi taşıyan anti depresan ilaçlar, gerçekte ne yapıyor bünyemizde ve ne kadar masumlar?

Elbette batağa batmış bir müşteri için masumiyet aranmaz ve “doktor kontrolünde uyuşturucu kullanılması” anlamına gelen bu tedavi yöntemi, yan etkileriyle bazen milyonlarca beyin hücresinin ölümüne, hormonların dengesini yitirmesine ve çoğu zaman asosyal bir karakterin doğmasına varacak kadar tehlikeli.

Peki bazılarında nasıl oluyor da işe yarıyor?

Alınan ilaç görsel ve işitsel algıları zayıflattığı için dünya ile büyük oranda ilişkisi kesilen hasta özüne, fıtratına yakınlaşıyor ve dinginleşen fonksiyonları, kromozomlarında yazılı olduğu orjinal haline dönüyor ve bir nevi soff reset yaşıyor diyebiliriz.

Tüm bu serüven aslında çok çileli ve yaşayanların sevenleri ve yakınları biliyor ancak  şiddetini.

Diğer yandan cevaplar da kendi içinde elbette.

antidepresan-tuzagi-1.jpgGeriye doğru gittiğimizde; ANTİ DEPRESAN ile bu kontrollü sarhoşluğa iten kontrolsüz sarhoşluk, tanım eksikliklerinden ve yaratılış gayesini bilmeyen bireylerin, nereden gelip nereye gideceğini bilmemesinden kaynaklanıyor.

Beka diye atan kalplerin fenadaki yolculuğu DEPRESYON hali ile karanlık ve kaos içeriyor.

İşte bir önceki aşamada en masum halinde ise, 0-12 yaş arası dünyaya ve geleceğine dair, geçim ve kariyerine dair hiç kaygısı olmayan,her istediği istisnasız karşılanan,  kromozomlarında tüm varlığın kodları yazılı olan bireyler var.

Tüm kilit noktası ise; ebeveynlerin evlatlarının her isteğini vermeleri yerine, hayat boyu ihtiyaçları olacak malumatları (Ben kimim? Ölüm bir son mudur? vs.) vermesi; onların kargaşadan ve bunalımdan uzak durup(PRES), karanlık içinde daha derin karanlığa, sarhoşluk içinde daha derin bir sarhoşluğa düşmemesi demek oluyor!

Elbette hiç bir ebeveyn, yavrusunun beyin hücrelerini kemiren ilaçlara mahkum olacak bunalımlara düşmesini istemez, YARINA hazır olsunlar diye okutur, diploma ya da meslek sahibi olsun diye didinir durur.

Oysa yarınların sonu olmayan asıl hayata hazırlamak için aynı gayreti gösterse, hem ebedi hayatını kurtaracak, hem dünyasını.

Şimdi ”ikisi bir arada olmaz, dünyaya sırtınızı dönün!” dememi ve  “bir hırka bir lokma” edebiyatı yapmamı bekleyenlere Hz. Ali’den, içimizi dışımızı aydınlatacak bir söz ile yazıya son verelim.

“Zühd;

Senin hiç birşeye sahip olmaman değil;

Hiç birşeyin sana sahip olmamasıdır…”

Hz. Ali (R. A)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum