Anatomistlerin mucize demek zorunda kaldıkları damar Ağı: Rete Mirabile

Anatomistlerin mucize demek zorunda kaldıkları damar Ağı: Rete Mirabile

Rete mirabile, önemli fonksiyonları olan bir damar ağıdır

Anatomi, canlı vücudunu şekillendiren organların normal şekil, yapı, duruş ve komşu organlarla ilişkilerini makroskobik olarak inceleyen bilim dalıdır.

İlk anatomi profesörleri kadavraları diseke ederken (uygun aletlerle kesip incelemek) gördükleri oluşumları isimlendirmişlerdir. Bu isimlendirmeyi de kadavrada gördükleri, kullanıldıkları madde ve materyallere benzeterek yapmışlardır. Böyle verilen isimlerin birçoğu günümüze kadar ulaşmış, anatomi terimlerini oluşturmuştur. Mesela hilale benzettikleri bir oluşum için semilunaris (yarımay) terimini kullanırken, kafatasının içindeki Türk eğerine benzeyen bir bölüme “sella turcica” demeyi uygun bulmuşlardı.

Tıp, veteriner ve diş hekimliği gibi sağlık bilimlerinde anatomi dersi görenler hep bu anatomi terimlerinin zorluğundan şikâyet etmişler, fakat mecburen öğrenerek mezun olmuşlardır. Normal olanı da budur. Her bilim kendi diliyle öğrenilmelidir.

Bu isimlerden bir tanesi var ki, çok dikkate değer: Rete mirabile. Bunun anlamı, “mucizevî damar ağı.” Bu damar ağını ilk kez gören anatomistler, ‘eşi benzeri bulunmayan,’ ‘mucizevî damar’ olarak adlandırmışlar. Vücutta birkaç tane bulunan bu damar ağlarından bir tanesi olan ‘rete mirabile epidurale rostrale’ beynin altında çok zorlukla görülebilecek bir konumda bulunur.

Rete mirabile epidurale rostrale, önemli fonksiyonları olan bir damar ağıdır. Yüksek kan basıncına karşı beyni koruması; beyin ısısını ayarlayıcı (termoregülator) olarak görev alması ve böylece beyni aşırı ısınmaya karşı koruması; fizyolojik olarak aktif maddelerin ve bazı hormonların venöz (kirli kan taşıyan damarlar) dolaşımdan, arterial (temiz kan taşıyan damarlar) dolaşıma geçişinde rol alması; beyin kan akımının azalması durumunda beyne yeterli kanın sağlanmasında rol alması; dinlenme halinde beyne gelen kan miktarının artırılması; hipofize gelen kanın soğutulması, rete mirabile epidurale rostrale’nin, yani mucizevî damar ağının önemli fonksiyonlarındandır. Başka bir deyişle, Allah (cc.), bu damar ağıyla bu kadar nimeti ve konforu bizlere yaşatmaktadır.

Bu fonksiyonların yapılabilmesi için anatomik olarak uygun bir yapı da oluşturulmuştur. Bu mucizevi ağı oluşturan retenin damarları, reteye giren ve çıkan damarlardan daha kalındır. Bu durum yüksek kan basıncına karşı beynin korunması için şarttır. Özellikle zürafa gibi uzun boylu hayvanların su içmek için eğilmeleri sırasında kanın beyne yaptığı basınç bu damar ağı sayesinde telafi edilir. Yoksa canlıların mesela su içmek için eğildiklerinde beyin kanamasından veya beyin damarlarının yüksek basınçtan patlamasından dolayı ölmeleri muhtemeldi.

Mikroskobik olarak incelendiğinde rete’nin damarlarının iyi gelişmiş bir düz kas tabakasına sahip olduğu görülür. Değişebilen kan akımına karşı direncin değişmesi bu şekilde sağlanır.

Beyne gelen kan miktarının devamlı sabit ve yeterli ölçüde kalması canlılar için hayati önem taşır. Beyin bölümlerinin oksijensizliğe dayanıklılığı vücudun diğer kısımları gibi değildir. Beynin çok kısa süreli kansızlığı geri dönüşümü olmayan hasarlara yol açabilir. Beyindeki hayati merkezler birkaç dakika bile oksijensiz kalsa ölüm gerçekleşir. Beyinde yaratılan bu damar ağlarının önemi şuradan da anlaşılır ki, beyindeki özel motor alanlara kan sağlanmasındaki yetersizlik paraliz (felç) ile sonuçlanır.

“…Bir Vahid-i Ehad, şu kainat sarayında taklit edilmez sikkeleriyle (mühür, imza), Ona mahsus hatemleriyle, Ona mahsus turralarıyla, Ona has fermanlarıyla bütün mevcudata damga-i Vahdet koyuyor.” Yani, Allah (cc.), ilminin, iradesinin ve kudretinin işaretlerini herşeyde yaratıp, kainatın bütünüyle kendisini tanıttığı gibi, her eserinin organlarıyla da kendisini bildiriyor, yani Vahdet damgasını vuruyor. Her eser sanatkârını tanıttığı gibi, âlemde gördüğümüz her şey Âlemlerin Rabbini, Sahibini bildiriyor.

İşte rete mirabile’nin yaratılmasında bu anlamları görebiliyoruz. Öncelikle sonsuz bir ilimle yaratılmış, canlıyı ve onun yaşam alanını, yaşam şartlarını bilmeyen bu mucizevî damar ağını yaratamaz. Ayrıca çok sanatlı yapılmış. Kasıtlı ve plânlı olarak yaratılıp yerleştirilmiş. Aynı zamanda bütün bunlar bu damar ağını yaratan sanatkârın sıfatlarıdır. Yani O Zat sonsuz ilim sahibi olacak, Sanatkâr olacak, Hakîm olacak, Alîm olacak, Kadîr olacak ki, bu damar ağını yaratabilsin…

Hem şunu da anlıyoruz ki, yarattığı tezyinatla (sanatlı eserleriyle) kendisini bize sevdirmek istiyor. Biz dahi o eserlerin muhatapları olarak, Onun sanatını takdir ve işlerini istihsan ile kendimizi Ona sevdirmeliyiz.

Prof. Dr. Ş. Hakan Atalgın-Zafer Dergisi

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.