Allah’ı sevmenin yolu Hz. Peygamber’e (asm) tabi olmaktan geçer

Allah’ı sevmenin yolu Hz. Peygamber’e (asm) tabi olmaktan geçer

Merkezi Şanlıurfa’da bulunan Gap Kültür, Araştırma ve Kalkınma Derneği (GAPDER) ‘Hz. Muhammed ve Tevhid’ konulu panel düzenledi.

Mehmet Akif Ersoy'un haberi:

DSİ konferans salonunda yapılan panele kamu kurum kuruluş yetkilileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğretim elemanları ve izleyiciler katıldı.

Program, Dr. Öğretim Üyesi M. Vehbi Şahinalp tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından bir selamlama konuşması yapan Gapder Başkanı Doç. Dr. Sait Şahinalp, derneğin faaliyetlerinden bahsederek, günümüz ihtiyaçlarını göz önüne alarak panel konusunu seçtiklerini, etkinliğin hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini söyledi.

Şahinalp; “Tevhid Allah'ın birliği ve tekliği; Tevhid, imanın en önemli rüknü; Hz. Adem'den Peygamber Efendimize (asm) kadar gelen tüm peygamberlerin en önemli davasıdır. Peygamber Efendimiz (asm) de Tevhid'in en güzel kıraatidir" dedi.

Moderatörlüğünü Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Ekrem Bektaş’ın yaptığı panelde, Harran Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Mustafa Ekinci ve Dr. Öğretim Üyesi M. Cüneyt Gökçe görüşlerini izleyicilerle paylaştılar.

Böyle bir Allah inancı insana namaz da kıldırır, oruç ta tutturur, zekat da verdirir

"Kur’an-ı Kerim’e göre Tevhid" konusunu işleyen Prof. Dr. Mustafa Ekinci, “Tevhid Kur’an-ı Kerim’e göre, Allah’ın eşinin, benzerinin, zıddının, mislinin olmaması demektir. Yine Kur’an’a uygun bir Allah inancı, ahiret gününe, nübüvvete, kitaplara, meleklere, haşre, kadere, hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına inanmayı gerektirir. Böyle bir Allah inancı insana namaz da kıldırır, oruç ta tutturur, zekat da verdirir, insanın hacca gitmesini de sağlar, insana kul hakkı da yedirmez. Allah’ın varlığına inandığını söyleyip nübüvvete dolayısıyla hiç bir peygambere ve Hz. Muhammed’in (asm) de peygamberliğine inanmayan bir insan Kur’an’ın tarifine uygun bir Tevhid anlayışına sahip olmadığından Kur’an’a göre ehl-i necat değildir” diye konuştu.

Kasıtlı olarak Hz. Peygamberin (asm) sünneti sıradanlaştırılmaktadır

Dr. Öğretim Üyesi M. Cüneyt Gökçe ise, Sünnet-i Seniyenin dinimizdeki yeri ve önemi üzerinde durdu. Hz. Peygamber’in (asm) Kur’ân-ı Kerim’in en büyük müfessiri olduğunu vurgulayan Gökçe, Allah’ı sevmeyi ispat etmenin yolunun Hz.Peygamber’e (asm) tabi olmaktan geçtiğini belitti ve bu hususu Kur’ân ayetleri ışığında izah etti. Gökçe, “Maksatlı ve kasıtlı olarak evliya ve benzeri büyük zatlar itibar sû-i kastına uğramakta, müctehid imamlara ve sahabe-i kirama dil uzatılmakta ve Hz.Peygamberin (asm) sünneti sıradanlaştırılmaktadır; ehl-i iman olarak müteyakkız olmamız gerekir” diye konuştu.

Yaklaşık iki saat süren panel, izleyicilerden gelen soruların cevaplanmasının ardından toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

gap2.jpg

gap1.jpg

gap6.jpg

gap5.jpg

gap4.jpg

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.