Alın Atatürk’ünüzü...

Alın Atatürk’ünüzü...

Altan: "Bakıyorum Atatürkçülere ve sadece suç işleyen generaller ve korkunç kokan şehirler görüyorum."

Risale Haber-Taraf yazarı Ahmet Altan, "Bakıyorum Atatürkçülere ve sadece suç işleyen generaller ve korkunç kokan şehirler görüyorum. Alın Atatürk’ünüzü..." dedi.

"Laiklik böyle mi kokuyor?" başlıklı yazısında Kadıköy'deki "ağır, mülevves bir kokunun bütün yaşayanları sardığını" ifade eden Altan, belediye başkanlığına aday olanların hiç birinin söz konusu kokuyu gidermek için herhangi bir görüş belirtmediğini söyledi.

Türkiye'nin "anlamsız, saçma, gereksiz bir kavganın içinde" olduğunu vurgulayan Altan, "İnsanların insanca yaşamasını amaç edinmiş bir kavga değil bu. Kasılmış ihtirasların çılgınca, delice kapıldığı bir ihtirasın kavgası. İktidar olmak istiyorlar. Sahip olmak istiyorlar. Neye sahip olacakları umurlarında bile değil. Sahip oldukları yerin nasıl koktuğuna aldırmıyorlar. Devlet gelmiş, bizi öyle bir ezip zihinlerimizi posaya çevirmiş ki ne kokuyu fark ediyoruz, ne de bir insan olduğumuzu hatırlıyoruz.

Kadıköy’ün kokularından, bu ağır, bu aşağılayıcı, bu bıktırıcı, iç bulandırıcı kokulardan kurtulmayı değil, Genelkurmay’ın tuhaflıklarını konuşmak zorunda kalıyoruz. Öyle bir zorbalıkla geliyorlar ki “iyi yaşamaktan” vazgeçip sadece bir insan olarak var olabilmeye çabalıyoruz. Hükümeti devirmek, insanlara iftiralar atmak, komplolar kurmak için planlar hazırlıyorlar. Yakalanıyorlar. Kendi emirlerindeki mahkemelerden, “suçlarının yayınlanmasını” yasaklayan kararlar çıkartıyorlar. Hem suç işle, hem de bu suçtan bahsedilmesini yasakla. Suçu işleyen kurum, nasıl karar verebilir o suçun konuşulup konuşulmayacağına? Genelkurmay’ının böyle olduğu bir ülke kokar. Kokuyor da..." dedi.

Kimsenin kendi işiyle ilgilenmediğini belirten Altan, yazısını şöyle sürdürdü:

"Belediye, belediye olduğunu, amacının temiz, düzenli bir hayat sağlamak olduğunu unutuyor.
“Atatürk’ü öven bir nutuk”, şeriatı lanetleyen iki laf, laikliğe bir övgü yetip de artıyor bile belediye başkanlığı yapmaya.

Dünyanın en güzel ülkesini, onun adının arkasına saklanıp bir rezilliğe çevirdiler.
Eğer bu Atatürkçülük denilen şey, şu şehrin güzel kokmasını, suç işleyen Genelkurmay’ın yargılanmasını sağlasaydı Atatürkçü olurdum doğrusu.

Ama bakıyorum Atatürkçülere ve sadece suç işleyen generaller ve korkunç kokan şehirler görüyorum.
Alın Atatürk’ünüzü... Bana zakkumları verin, hanımelileri, şebboyları verin.

Bana güzel, küçük hayatımı geri verin.
O kadarı bana yeter.