Alıcıları olmayacağınız kötü olanı vermeye kalkışmayın!

Alıcıları olmayacağınız kötü olanı vermeye kalkışmayın!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Bakara Sûresi 267. ayetinde meâlen şöyle buyuruyor:

267-Ey îmân edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız şeylerin iyilerinden (Allah yolunda) sarf edin! (*) Hem hakkında (kusûruna) gözünüzü yummadan alıcıları olmayacağınız kötü olanını vermeye kalkışmayın! (**) Ve bilin ki, şübhesiz Allah, Ganî (hiçbir şeye ihtiyâcı olmayan)dır, Hamîd (hamd edilmeye çok lâyık olan)dır.

(*)“Sadakanın şerâit-i kabûlünün (kabûl şartlarının) beşi: (...) Birinci şart, sadakaya muhtaç olmamak derecede sadaka vermek. (...) İkinci şart, Ali’den alıp Veli’ye vermek değil, belki kendi malından vermektir. (...) Üçüncü şart, minnet etmemektir. (...) Dördüncü şart, öyle adama veresin ki, nafakasına sarf etsin. Yoksa sefâhete sarf edenlere sadaka makbûl olmaz. (...) Beşinci şart, Allah nâmına vermektir. (...) Şu şartlarla berâber tevsî‘ (genişletme) de var. Yani, sadaka nasıl mal ile olur, ilim ile dahi olur. Kavil (söz) ile, fiil ile, nasîhat ile de oluyor.” (Zülfikār, 25. Söz, 7)

(**)Rivâyetlere göre, Medîne’de bazı sahâbeler hurma salkımlarını getirirler, fakir ve muhtaç kimselerin alabileceği yerlere asarlardı. Bu arada bazısının da döküntü kabîlinden olan şeyleri, câiz ve mahzursuz zannederek getirmeleri üzerine, bu âyet nâzil olmuştur. (İbn-i Kesîr, c. 1, 240)