Kazım Canlan'ın Haberi
 
Devlet Bakanı Faruk Çelik tarafından düzenlenen Alevi çalıştaylarında gerçekleşen tartışmalar doğrultusunda oluşturulan ön rapor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulmak üzere hazır hale getirildi.

Rapora göre, ilerleyen süreçte Alevi çalıştayları Türkiye ile de sınırlı kalmayacak. Bu kapsamında, Avrupa'da yaşayan Alevi vatandaşlarla da bir araya gelinecek, Devlet Bakanı Faruk Çelik, Avrupa'da yaşayan alevilerle buluşacak.

Çalıştaylara Alevi toplumu temsilcilerinin büyük çoğunlukla katıldığı vurgulanan raporda, çalışmaların amacının katılımcı demokrasiye uygun bir süreç başlatmak olduğu belirtildi.

Ön raporda, ''Bu çalıştayların amacı, temsil değeri yüksek bir buluşma ortamı sağlayarak sorunların çözümünde herkese söz hakkı vermek ve katılımcı demokrasinin gereklerine uygun bir müzakere süreci başlatmaktır.'' denildi.

Çalıştaylarda Alevilik konusunda pek çok başlığın yer aldığı hatırlatılırken, Aleviliğin belli bir zemine oturtulmasının hedefinin önce tepkiyle karşılandığı ancak çalıştayların devam geldikçe Alevi temsilciler başta olmak üzere katılımcılar arasında uzlaşma sağlandığının altı çizildi.

Raporda ayrıca, ''İlk oturumda tepki gösterilen başlık ilerleyen süreçte soğukkanlı bir şekilde ele alınabilmiştir. Aleviliğin İslam üst başlığı altında "Hak-Muhammed-Ali" kavramları etrafında oluşan bir inanç ve erkan yolu olduğu konusunda tam uzlaşma sağlanmıştır.'' bilgisine de yer verildi.

Raporun detaylarında, çalıştaya katılanların Diyanet İşleri Başkanlığı'nın İslam'ın tüm yorumlarını da içine alacak

şekilde orta ve uzun vadede özerk bir yapıya kavuşması gerektiğinde mutabık kaldıkları da yer alırken, tartışılan konularda dikkat çekici öneriler de sıralandı.

Raporda şu görüşlere yer verildi: ''Zorunlu din dersi müfredatının toplumun tüm kesimlerince kabul görecek şekilde hazırlanması konusunda tam bir ittifak ortaya konulmuştur. Teknik alt yapı tarafları tatmin edecek bir düzeye erişinceye kadar gereken mevzuat değişiklikleriyle Alevi uzmanlardan yararlanılarak bu dersler verilebilecektir. Özellikle Alevi katılımcılar kendi aralarında yüksek bir sembolik değer olarak gördükleri Madımak Oteli'nin bütün bu duyarlılığa rağmen ülkenin birlik ve düzeninin esastan korunmasını dikkate alan bir düzenlemeyle yeniden düşünülmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Bu bağlamda müze fikrinin tehlike ürettiği düşünülmüş bunun yerine binanın yıkılarak bir parka dönüştürülmesini katılımcıların büyük çoğunluğu desteklemiştir. İbadethanelerle ilgili mevzuatta doğacak sıkıntıları aşmak üzere ilgili kanuna bir ekleme yapılması önerilmiştir. buna göre madde aşağıdaki şekilde tanzim edilebilir; 'birer inanç ve erkan merkezi olarak değerlendirilen cemevleri de kanunlarda ibadethanelere tanınan bütün imkanlardan yararlanır' veya 'cemevlerine de aynı imkanlar sağlanır."