Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği bünyesinde oluşturulan Viral Hepatit Çalışma Grubu tarafından "Ulusal Viral Hepatit Sempozyumu" düzenlendi.

Ürgüp ilçesine bağlı Ortahisar beldesindeki bir otelde gerçekleştirilen sempozyuma, çok sayıda ilden uzman doktorlar katıldı.

Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Celal Ayaz, sempozyum öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, ağız yoluyla bulaşan hepatit türlerinin kendiliğinden vücuttan atılarak temizlendiğini, ancak hepatit B, C ve D türlerinin kanla bulaştığını belirtti.

En fazla kronikleşen tür olan hepatit B'nin çocuklarda yüzde 95 kronikleştiğinin altını çizen Ayaz, şunları kaydetti:

"Hepatit C ise erişkinlerde yüzde 90'nın üzerinde kronikleşebiliyor. Hepatit B ve D de benzer tedaviler kullanılabiliyor. Hepatit C hemen hemen bütün bölgelerde görülebiliyor. Hepatit B ve D, özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yüksek görülüyor. Bunun nedenleri arasında kişilerin sosyo ekonomik durumu ve kalabalık yaşam şartları öne çıkıyor. Türkiye'de özellikle 2000 yılından sonra aşılama çalışması sonucu hepatit B ve D hastalarında ciddi oranda azalma görüldü. Ancak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yine sıklıkla görülebiliyor. Yaklaşık 20 yıldır aşı uygulaması yapılmasına rağmen hastalıkların görülmesi üzüntü verici."

Hastalıkla mücadele için bilimsel olmayan yöntemlere başvurulmaması gerektiği uyarısında bulunan Ayaz, "Hepatit hastalığına yakalanan vatandaşlar, halk arasında hacı-hoca diye tabir ettikleri kişilere giderek, kulak arkasından ya da dil arasından kan aldırmak suretiyle hastalığın iyileşebileceğine inanıyor. Bu işlemler, faydasından çok zarar verir. Malzemelerin sağlıksız olması ve bilinçsiz kullanılması, hastalığı daha da ilerletir" dedi.

AA