Yağmurun katreleri başıboş değildir bir mizan-ı kastî ile inerler

Yağmurun katreleri başıboş değildir bir mizan-ı kastî ile inerler

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

﴾ وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَۤاءِ مَۤاءً فَاَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْ 1 ﴿ İnzâlin Cenâb-ı Hakka olan isnadından anlaşılıyor ki, yağmurun katreleri başıboş değildir; ancak bir hikmet altında ve bir mizan-ı kastî ile inerler. Çünkü, o mesafe-i baîdeden gelmekle beraber, rüzgâr ve hava da müsademelerine yardımcı olduğu halde, katrelerin aralarında müsademe olmuyor. Öyleyse o katreler başıboş olmayıp, gemleri, onları temsil eden meleklerin elindedir.

مِنَ السَّمَۤاءِ 2 Sema kelimesinin zikri geçtiğine nazaran, makam, zamirin yeri olduğu halde ism-i zahir ile zikredilmesi, yağmurların sema cirminden değil. Sema cihetinden geldiğine işarettir. Çünkü, sebkat eden sema kelimesinden maksat, cirm değil, cihettir.

مَۤاءً Semadan gelen karlar, dolular, sular olduğu halde yalnız suların zikredilmesi, en büyük istifadeyi temin eden, su olduğuna işarettir. مَاءً kelimesinde tenkiri ifade eden tenvin ise, yağmur suyunun acip bir su olup, nizamı garip, imtizâcât-ı kimyeviyesi size meçhul olduğuna işarettir.

فَاَخْرَجَ 3 'deki ف müddet ve mühlet olmaksızın takibini ifade eder. Buna binaen, semeratın ihracı, yağmurun inzali akabinde bir müddet ara vermeden husule gelmesi lâzımdır. Halbuki ihraç ile inzal arasında hayli bir zaman vardır.

Öyleyse اَنْزَلَ 5 ,اَخْرَجَ 4'ye atıf değildir. Ancak, inzali takip eden fiillerin silsilesi ortadan kaldırılarak o fiillerin neticesi hükmünde olan اَخْرَجَ, اَنْزَلَ 'ye atfedilmiştir. Takdir-i kelâm şöyle olsa gerekir:

وَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَۤاءِ مَۤاءً فَاهْتَزَّتِ اْلاَرْضُ وَرَبَتْ وَاَخْضَرَتْ وَ اَنْبَتَتْ فَاَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ 6

Bu itibarla, inzali takip eden اِهْتَزَّتْ 7 fiilidir. ف 'nin de asıl mevkii, اِهْتَزَّتْ dir.

بِهِ 'deki ب harfi, sebebiyetle karışık ilsak mânâsınadır. Yani, su, semeratın husulüne sebep olduğu gibi, semerata mülsak, karışık, yapışık olduğundan da, semeratın taravet ve tazeliğini muhafazaya vesiledir.

مِنَ الثَّمَرَاتِ 8 'deki مِنْ beyan ile karışık ibtidayı ifade eder. Bu itibarla اَخْرَجَ 9 'ye mef'ul olamaz, ancak sâmi'in fehmine göre tayin edilen mef'ul-ü mukadderdir. مِنَ الثَّمَرَاتِ ise, o mef'ule beyandır.

Takdir-i kelâm 10 فَاَخْرَجَ بِهِ ﴿ اَنْوَاعًا ﴾ مِنَ الثَّمَرَاتِ şeklindedir.

Nekre olarak رِزْقًا 11 'nın zikredilmesi, bu rızkın nereden ve neyle husule geldiği size meçhul olduğuna işarettir.

لَكُمْ 12 'deki ل ecliyet ve sebebiyet içindir. Yani, "Siz, rızkın gelmesine sebepsiniz, amma istifadesi size mahsus ve münhasır değildir ve başkalar da tebean istifadeye şeriktirler."

Ve keza, Cenâb-ı Hak, sizlere nimetlerini tahsis ettiği gibi, sizin de şükrünüzü Ona tahsis etmeniz lâzım geldiğine işarettir.

Dipnot-1: "Gökten de size bir su indirdi ve onunla türlü meyveler ve mahsullerden size rızık çıkardı." Bakara Sûresi, 2:22.
Dipnot-2: Semadan, gökyüzünden.
Dipnot-3: Onunla (suyla) çıkardı, yerden bitirdi.
Dipnot-4: Çıkardı.
Dipnot-5: İndirdi.
Dipnot-6: Semadan bir su indirdi, yeryüzü harekete gelip kabardı, yeşillendi, bitkiler verdi, o suyla meyveler çıkardı.
Dipnot-7: Titredi, hareketlendi.
Dipnot-8: Meyvelerden.
Dipnot-9: Çıkardı.
Dipnot-10: "O suyla çeşit çeşit meyvelerden (rızık) çıkardı." Bakara Sûresi, 2:22.
Dipnot-11: Rızık olarak.
Dipnot-12: Sizin için.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz