Tevhid - Müfredat ve Cumhuriyet Gazetesi

Basın yayın organlarına bir haber yansıdı. Benim için bu haber şu anki ülke gündemini meşgul eden haberlerden daha önemli. Geleceğe dair çok büyük önem arz ediyor. Çoğunuz okumuşsunuzdur veya haberdar olmuşsunuzdur. Yine de hatırlatmak adına haberi olduğu gibi aşağıya aktarıyorum.

Haber şöyle:

BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre Suriyeli mültecilerin eğitildiği kitaplardan ayrımcılığın kaldırılması konusunun görüşüldüğü Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na bağlı Mülteci Hakları Alt Komisyonu’nda konuşan Yüce, “Bir şey söyleyeceğim. Irkçılığın zararları ya da materyalist, Freudcu, Darwinist görüşler yerine, tevhidi inancı önceleyecek bir dil kullanılmalı eğitimde. Yani zararlıları çıkarabiliriz ama mutlaka faydalı olanları da koymalıyız” dedi.

‘Müfredat bu yılın ana hedefi olacak’

Milli Eğitim Bakanlığı’nı temsilen komisyonda bulunan müsteşar yardımcısı Yusuf Büyük ise, Yüce’nin bu sözlerine “Doğrudur, zaten, müfredat bu yılın ana hedefi olacak” diyerek destek verdi.

Haberin önemi ile ilgili daha önce birçok makale kaleme aldım. Dert edindiğim bir konu. Sayın Bakanımız da eğitimde reformdan bahsetmişti daha önce. Çok heyecanlanmıştım. Bu haberden sonra da aynı heyecanı hissettim. Bu haberi diğer birçok haber sitesinden okudum. Özellikle de Cumhuriyet Gazetesi’ni merak ettim. İnternet sitesine girip aynı haberi okudum. Dikkatimi çeken Cumhuriyet’in internet sitesi haber hakkında hiçbir yorum yapmamış aldığı gibi vermişti. Bu benim açımdan sevindiriciydi. Daha önce olsa ülkeyi ayağa kaldırırdı bu gazete. “Bu nasıl anlayış? Hangi çağda yaşıyoruz? Freudcu, Darwinist görüşler nasıl kalkar? Tevhit inancından nasıl söz edilir?..” gibi sorularla buna engel olucu çabalara girer, irtica yaygaraları koparırdı. Şimdilik böyle bir duruma girmediğinden bunu kabullendiğini veya böyle bir eğitim hamlesinin gerekliliğini anladığını varsayıyorum (Pek inanmasam da). Aslında eğitimde reforma ihtiyaca ve yapılabilirliliğine en iyi ölçü Cumhuriyet’in tutumu olsa gerek. Bu durumdan şunu anlıyorum: Eğitimde istenen reformların yapılmasında hiçbir engel bulunmamaktadır. O zaman reformları gerçekleştirecek iradenin, niyetlerinde samimi olması gerekmektedir. Bu samimi niyetle de somut adımlar atmalıdırlar. Şimdi, şu an vakit kaybetmeden (Bu yılki hedeflere ulaşmada hemen hemen üç ay geçti) konuşulanların yapılma vaktidir. Yarın geç olabilir. Kısacası; müfredattan yukarıda belirtilen unsurlar temizlenmeli yerine tevhid inancı yerleştirilmelidir. Dil ona göre kurgulanmalıdır. Çocuklarımız Yaratıcısını her yönüyle tanımalıdır.

Sayın Müsteşarımız, Bakanlığın hedefinin bu yönde olduğunu açıkça ifade etmişlerdir. Buna dayanarak yapılacakları sabırsızlıkla bekliyorum. Bir neslin daha tevhid inancından uzak, maddeci bir zihniyetle yetişmesinin bu ülke için çok bir kayıp olacaktır. İnançsız yetişen bir neslin vebali de bunu gerçekleştirmeyenlerin üzerinde büyük bir yük olarak hesap gününe kadar kalacaktır. Tevhid inancının müfredata yerleştirilmesi ve müfredatın buna göre düzenlenmesi Alem-i İslam’ın duasını kazandıracaktır. Kim ki Alem-i İslam’ın duasını arzu ediyorsa eğitimde reformu gerçekleştirme yönünde ciddi adımlar atar. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum