Aile ve Çocuk Terbiyesi-V

Ana babalar haram kazançtan ve helal olduğu şüpheli gıdalardan uzak durmaya azami gayret göstermelidir. Helal kazanç hassasiyeti, helal olduğu şüpheli yiyeceklerden korunma ciddiyeti, çocukların hidayet nimetine ermeleri ve istikametlerini devam ettirmeleri adına fiili bir dua telakki edilmelidir.

Helal kazanç ile yetinme, harama tenezzül etmeme gayretinin hayırlı neticeleri vücuda getireceği ilahi rahmetin iktizası olarak görülmelidir. Evet helal kazanca ve helal gıdalara özen gösteren ailelerde yetişen çocukların hayra ve hidayete, hasenata ve hakikate yönelmelerindeki fıtri vaziyet ilahi bir ihsan, rahmani bir ikram olarak nitelendirilmelidir.

Tersini de mümkün görmek gereklidir. Yani haram kazanç ve haram yiyecekler ile beslenen bedenlerin, hidayet ve istikametten uzak gafilane şükürsüz haletleri, marifete ve hakikate müstağni vaziyetleri bu iddiayı ispata kâfi olarak değerlendirilmelidir.

Ana babalar hatalı davranışları sebebiyle birbirlerinden özür dilemeyi önemsemelidir. Bununla insanların hata yapabilecekleri, yapılan hataların özür dilemeyi gerektirdiği, özür dilemenin vicdani bir zorunluluk, insani bir sorumluluk olduğu fiili olarak çocuklara öğretilmelidir.

Çocukların kendilerine ve çevrelerine zarar vermeyecekleri işlerde deneme-yanılma tarzında öğrenme ve keşfetme istekleri geri çevrilmemelidir. Kendilerine ve başkalarına zarar vermeyen eylemleri, güven duygularını geliştiren fiilleri desteklenmelidir. Güçlerinin yetmediği işlerde mutlak kudret sahibi Allah’tan dua ile yardım istemeleri gereğine dikkatleri çekilmelidir.

Terbiyede bütün bir insan olabilmenin, hakkını ve haddini bilmeyi gerektirdiği öğretilmelidir. Zulümden uzak durmak, adil bir insan olmak için haddini bilmenin gerekliliği; mazlum olmamak, zulmü durdurmak için de haklarını bilmenin lüzumiyeti bildirilmelidir. Böyle bir eğitimin onların derunî ve ruhî zenginliklerine hizmet edeceği, zulümden ve haksızlıktan uzak durmalarını kolaylaştıracağı bilinmelidir.

Dünyevi imtihanlarda çocukları başarı odaklı yönlendirmek, sonuca dikkatlerini çekmek yerine, süreci yönetmenin ve üzerlerine düşen görevleri yerine getirmenin daha doğru olacağı söylenmelidir. Mutlaka başarılı olmamız gereken tek sınavımız olduğu, çünkü telafisinin bulunmadığı ahiret imtihanına dikkatleri çekilmelidir.

Dünya adına başarı odaklı hedefler göstermek, nazarlarını başarıya kilitlemek çocukların hırslanmalarına sebep olduğu gibi, psikolojik bunalımları doğurduğu, ahiret görevlerinde de lakaytlığı arttırdığı görülmelidir.

Sokağın ve okulun çocukları ‘terbiyesiz’ etmelerine izin verilmemelidir. Ancak evin içinin de en az dışı kadar tehlikeli olduğu gerçeği görülmelidir. Evet, bir çocuğa bulaşan en büyük zarar öncelikle anneden sonra babadan geçmektedir. Bu elim gerçek, ana babaların cehaletlerinin yahut şefkatlerinin suiistimal edilmesinin kötü neticeleridir. Evet çocuklarımız hakkındaki şikâyetlerimizin ekseri kendimize ait kusurlardan ve noksanlardan kaynaklandığı gerçeği ile yüzleşmek gereklidir.

Sokağın, okulun, internet ve televizyonun dehşetli tahriplerden çocuklarımızı koruduğumuz gibi, İslami değerlerden uzak yaşayan akraba ve hısımlardan gelecek muhtemel zararlar da önlenmelidir. Bu tür zararlı adresler ile irtibat seviyeleri gözden geçirilmelidir. Akraba ve hısımlara ait İslami terbiyeden uzak çocukların çocuklarınızı ‘terbiye-siz’ etmelerine müsamaha gösterilmemelidir.

İlerleyen yaşlarında evlilik ve kariyer gibi konularda ‘isabetli tercihler’ yapabilmelerini öğretme, hür iradelerini inkişaf ettirme adına küçük yaşlarda, bir kısım alternatifler karşısında tercih yapmalarına müsaade edilmelidir. Tercihlerini şekillendirecek mantıklı bilgilendirmeler ile süreç birlikte yönetilmelidir.

Evlilik, eğitim, kariyer gibi önemli kararlarda tüm tercihleri çocuklara bırakmak kadar, onların meşru hiçbir taleplerini görmemek yahut tercihlerini önemsememek onlara yapılacak en büyük kötülük olarak değerlendirilmelidir. Çocukların iradelerinin güçlenmesi, mantıklı seçim yapma özelliklerinin gelişmesi adına yaşlarına uygun, makul ve meşru tercihlerine izin verilmeli hatta teşvik edilmelidir.

Elhasıl; anne daha çok kalbi temsil etmekte, şefkat ve muhabbeti ile çocuk terbiyesinde mühim vazifeleri yerine getirmesi beklenmektedir. Baba öncelikle aklı temsil etmekte, aileyi dirayeti ve ciddiyeti ile idare etmesi istenmektedir. Anne cahil ise yani manevi mesuliyetlerinin ağırlığını bilmiyorsa, baba gafil bir vaziyeti içine sindiriyorsa yani idari görevinden habersiz veya dirayetsiz ise, aile denilen okullarda eğitim değil “öğütüm” gerçekleşecektir. Çocuklar adım adım felakete sürüklenecektir.

Anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda ek gıda takviyesi gibi, aile denilen okullarda tam olarak verilemeyen eğitimin dışarıdan ikamesine gidilmeli, manevi eğitim durakları olan nurlu medreselerin desteğine müracaat edilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum