Risale-i Nur Notları-19: İsm-i A’zam Hakkında Tespitler

İsm-i A'zam, hadisteki ifadeyle kendisiyle Allah'tan istenilen şeylerin verildiği isimdir. Fakat ism-i a'zam gizlidir. Cenab-ı Hakk'ın 99 ismi, hadiste bildirilmiş. Kur'anda bildirilen başka isimler de bulunuyor. Cevşenü'l-Kebir duasında 1001 isim bildiriliyor.

Esma-yı Hüsna temelde 3 gruptur. Celali, Cemalî ve Kemalî isimler... İsm-i A'zam, sahabeden Ebu Ayyaş ez-Züraki’nin (RA) “Ya ze'l-celali ve'l-ikram” demesi üzerine 'İsm-i a'zamla dua ediyorsun" şeklindeki Nebevî tasdike bakılırsa, celalî ve cemalî isimlerden değil, kemalî bir isimdir. İnsanın duaları acz ve çaresizlik, fakr ve ihtiyaç ile yapıldığı, bazı dualar aczin teskini, korkuların giderilmesine dayandığı; bazı dualar hüzünlerin tedavisi ve ihtiyaçların tatminine dayandığından ism-i a'zam insanın bütün taleplerine cevap verebilecek zenginlikte olmalıdır. Bu manada ilk tespit " İsm-i A'zam, kemalî bir isimdir. "

Esma-yı Hüsnanın tecellileriyle yaratılan bütün âlemler İlâhî isimlerin tecellilerini sergiler. Her bir ismin "bir şey"den "her şey"e yani "küll-ü şey"e kadar mertebesi bulunuyor. "Küll-ü şey" a'zami mertebedir. Ondan ötesi yaratılmışlar âleminden çıkmaktır. Bu manada her bir ismin de a'zam mertebesi bulunuyor. Kur'andaki "Kadîr-i küll-ü şey", "Halık-ı küllü şey" tabirleri her bir ismin a’zami mertebesini vurgular. Bu manada hakiki ism-i a'zam haricinde diğer isimlerin de a'zami tecellisi ism-i a'zam tesiri gösterdiğinden İmam-ı Azam, İmam-ı Gazali, İmam-ı Rabbani, Abdülkadir-i Geylani farklı isimleri ism-i a'zam olarak nitelendirmişler. Bu boyutla bakılırsa ism-i a'zam insanın istidadına göre farklı surette tecelli edecek şekilde diğer bütün isimleri de kendinde cem’ etmelidir. Kişi kendi istidadı kapısından a'zam mertebeye çıkarak hakiki ism-i a'zama ulaşabilir. Hakiki ism-i a'zam bütün isimlerin a'zam mertebesini kendinde cem eden, Arş-ı A'zamda tecelli eden isimdir. O her şeyi muhittir. İkinci tespit "İsm-i A'zam diğer bütün isimleri kendinde cem eder."

İsim, damga anlamında olması; ism-i a'zam bütün a’zam damgaların cem'iyle oluşan en büyük damga olduğundan tabir caizse 7 rengin karışımıyla oluşan "ışık" ve " beyaz" renktir. Bütün hakikatler, Ona hizmet eder. İcad da, ihya da, adalet de, hikmet de, temizlik de, ferdiyet de hepsi temelde onu gösterir. Bu manada ism-i A'zam Uluhiyetin vücudunu mükemmel bir zuhurla, Onun Rububiyetinin vahdetini ve her şeyi bizzat kontrol ettiğini mükemmel bir açıklık ve vuzuhla gösterir. Din, Rab ve Rahman isimlerinden geldiği için; Allah'ı tanıttırıp sevdirdiği için ism-i A'zam bu meseleleri de temin etmesiyle kendini gösterir. Kişinin dünyasında bu imanı, itminanı, bu yıkılmaz yakîni ve kanaati temin eden onun kişisel ism-i a'zamıdır. Fakat hakiki ism-i a'zam bütün fıtratları bu şekilde tatmin ve teskin edebilecek özelliktedir. Bu manada 3. tespit " İsm-i A'zam, hem Allah'ın varlığına ve birliğine, hem yarattıklarına ve dolayısıyla Ahiretin geleceğine, dünya hayatının manalı olduğuna dair kesin kanaat veren isimdir." (Barla Lahikası, Re'fet Bey'in İsm-i A'zam Sorusu)

Varlık alemi, canlılığa hizmete ediyor. Hayat ise, hisse ve şuura hizmet ediyor. His ve şuur ise, imana ve islama, yani şükür, muhabbet ve senaya hizmet ediyor. Şükür, minnet ve medyuniyet ile insan “nefs” inin madenindeki cevherler açılıp gelişir. Muhabbet ve meveddet ve aşk ile, insan “kalb” i kemaline erişir. Hamd, sena, istihsan, hayret ile insan “akl” ının potansiyelleri kemale erer. Bu külliyet kazanma ile insanın hayat seviyesi gittikçe yükselir. Hayy-ı Kayyum'a ayna olacak, Onu hatırlatacak şuurlu bir canlılığı kendinde sergiler. Kur'an bütün bu gayelerin tahakkukunu ifade edecek âyetlerle bir sistemi örgüler. Tevhid-Teslim-Tevekkül sistemi... (Lem'alar, 30. Lem'a, 5. Nükte, 3. Remiz)

Tevhid-i hakikinin 5 mertebesinde yol alarak, Allah'ın nurunu kalb ve ruhuna nakşeden kişinin elde edeceği makam ferdiyettir. Bu kişiler, velayet-i kübra ehli olan sıddıkiyet erbabıdır. Enfüs ve âfâkta İlâhî nurları görüp gösterebilecek delilleri ve sırları Kur'anın derinliklerinden istihraç edebilirler.

Kur'an ile ebedî değişimi kendi iç dünyalarında başlatıp yaşadıkları için dış dünyada da muazzam bir değişimi hakikat ve hak algısı ile yapabilirler. Kendini yenileyip cedîd olan başkalarına müceddid olabilir. Yaşayan bir Kur'an olan, başkalarına Kur'anı tam tanıtıp sevdirebilir.

Bu manada Hz. Peygamber (ASM) yaşayan bir Kur'an olmasıyla, Kur'anın hakikatleriyle muazzam bir ahlak ve şahsiyet âbidesi haline gelmesiyle Kur'anın en büyük mucizesi olmuş; sahabeleri de yaşayan bir Kur'an olmaya doğru sevk etmiştir. Kulluğun bütün sırlarını hakikatleriyle bilip ulviyet kesbetmiş, a'la-yı illiyyîne ruhen yükselmiş, Allah'ın mukarreb ve akreb kullarından olmuş; sahabelerini de Allah'a yaklaştırmıştır.

Kâinat ile barışık bir hayatı, tevhid-i külli ile öğretmiş, yaşamış, göstermiş, kemale ermiş ve erdirmiştir. Ferdiyete mazhariyetle ruhunun rayihasını ezel ebede yaymayı başarmış, gül-ü Muhammedî bizzat kendisi olmuştur. (Ferd İsmi-7. İşaret: Kur'anın Sırlarına Muhatap Olma)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum