Resmi vakıf neye yarar?

Hizmet-i Kur’aniyede ve değişik hayri hizmetlerde çalışan ehli hamiyetin, cemaatin himmetleriyle meydana getirdikleri mülkleri, ihtilaf zamanlarında şahıslar adına kalmasında mahzurları görüldüğünden, tesis ettikleri yeni vakıflar adına tescil ederek bu hizmet mekânlarını ebedileştirdiklerini görüyoruz.

Bu sahada memleketimiz çapında yüzlerce vakıflar meydana gelmiş durumdadır. Ancak kurulan bu vakıflar çoğu yerde sadece gayrı menkullerin vakıflar adına tescil işleminde kullanılmakta ve vakıfça başkada bir faaliyet yapılmamakta ve vakıf adeta tabela vakfı olarak kalmaktadır.

Hâlbuki kurulan bu vakıfların mülkiyetine binaları geçirmek vakfın yüz hizmetinden birisini teşkil ederken, vakıf marifetiyle ve vakfın temin edeceği resmi imkânlarıyla yapılacak birçok faaliyetlerle de asli hizmetlere birçok fayda ve yarar sağlamak mümkündür.

Tescil edilip kurulan vakıflar, “hizmet gayesi ile meydana gelen binaların mülkiyetini adına geçirsin, başkaca bir şey ondan beklemiyoruz” diyenler vakfın ne olduğunu ve ne işe yaradığı hususunda bilgisi olmayan insanlardır.

Ben bu anlayışta olanları, arabanın neye yaradığını bilmeyen bir adamın eline geçirdiği bir otomobili götürüp bahçesinde kümes hayvanlarına yuva yapan bir şahsa benzetiyorum. Evet, arabanın ne işe yaradığını bilemeyen bir insan ondan ancak güzel bir tavuk kümesi yapar ve ehli aklı kendisine güldürür.

Hâlbuki Resul-i Ekrem (ASM) zamanında tesis edilen ilk vakıf hurma bahçesinden, ta günümüze kadar, bütün İslam âleminde hele bilhassa Osmanlının ihtişamlı yıllarında vakıf müessesesi o kadar gelişmiş ve içtimai ve sosyal hayatta o kadar yayılmış ve kökleşmişti ve yer etmişti ki; bir Müslüman evladı, vakıf bir evde dünyaya gözünü açar, vakıf bir sıbyan mektebinde ilköğrenimini görür, vakıf Medreselerde okur âlim olur, vakıf tekke ve zaviye ve Camilerde ruhi ve kalbi tekemmülünü, ibadetini yapar, vakıf hamamlarında yıkanır, vakıf çarşı ve pazarlarında alış verişini yapar ve vakıf bir mezarlığa defnedilirdi.

Avrupalıların bile hayranlıkla ifade ettikleri, sadece insanın saadeti ve mutluluğu için değil belki hayvanların sağlık ve bakımı ve çevreyi korumaya müteveccih binlerce vakfı ecdadımızın geçen tarihte vücuda getirdiklerini ibretle görmekteyiz.

Avrupa’da orta çağda hayvan sevgisi ve çevre bilinci diye bir şey yok iken ve akıl hastaları, içlerine şeytan girmiştir inancıyla cayır cayır yakılırken, o yıllarda muhteşem yüz yılın padişahı Kanuni Sultan Süleymanın annesi Hafsa Sultan tarafından, Manisa sancağında tesis edilen vakıf bünyesindeki Darüşşifa denilen akıl hastanesinde, akıl hastalarına musiki ve su sesleriyle dinlenme ortamını temin ediyor. Ve bu hastalara haftada iki defa bıldırcın eti yedirilmesini şart koşuyor ve kışın yaşlı sığır hayvanlarının kesilerek meşhur Sipil dağının yüksek karlı yerlerine bu hayvan etlerinin götürülerek hayvanatı vahşiyyenin yaşamalarını sağlamayı vakfiyesine şart olarak koyuyordu.

Ecdadın o kadar Hayri vakıf çeşitleri var ki bunların isimlerini saysak bu sütunlar o vakıfların isimlerini kaldırmaz.

Evvela vakıf bir güç birliğidir. Resmi olarak toplu bir gücü bir insan topluluğunun arkasında olduğunu ifade eder. Bu gün Avrupa’da ve ülkemizde STK diye ifade edilen sivil toplum kuruluşlarının en güçlüsü ve kalıcısı ve kolay kolay ortadan kalkmayacak olan kanunla korunan kuruluşlar vakıflardır.

Cemaat zamanı olan bu zamanda, cemaatlerin varlığını ve temayüllerini ifadede, siyasilerin ve insanların, kurum ve kuruluşların dikkatini çeken ve fikir ve düşünceleri kulak ardı edilemeyen en müessir isim vakıf kuruluşlarıdır.

Bugün AB’de sosyal ve kültürel ve hayri faaliyetlerini projelendiren STK’lara çok ehemmiyet verilmekte ve büyük mali finansmanlarla desteklenmektedir. Memleketimizde de bu doğrultuda güzel gelişmeler olmaktadır.

Resmi vakıflarla neler yapılabileceğini misal olaraktan aşağıda başlıklarla verebileceğim bir kaç maddenin dikkate alınması ve uygulanmaya geçirilmesi halinde hayri hizmetlerde patlamaların olacağını tereddütsüz söyleyebilirim. Şöyle ki;

1.Vakfı tanıtan bir web sitesi olması halinde birçok insana davanızı, gayenizi anlatarak onlara hizmetlerinizi ulaştırmanız mümkündür.
2.Vakıflar her Ramazan ve Kurban Bayramlarında vakıf merkezinde veya belli yerlerde açık bayramlaşmalar yapması halinde hizmetini çok daha geniş yeni çevrelere ulaştırabilir.
3.Vakıf Ramazan ayında dışa matuf iftar yemekleriyle faaliyetlerini yeni insanlara duyurabilir.
4.Vakıf öğretim yılı başlarında, başarılı öğrencileri okullardan tespitlerle açılış davetleri, yenilerle tanışma yemekleri, başarılı talebelere yerleşme imkânları sağlamakla, geziler tertip etmekle hizmetlerini duyurma imkânı bulabilir.
5.Mali gücü yeterli olan vakıf, valilik ve kaymakamlık ile yazışarak sınıf birincilerini tespitle veya sınavla öğrencilere burs vermekle hizmetler verebilir.
6.Vakıf, tatil dönemlerinde yoğunlaştırılmış Kur’an kursları veya değişik kurslar, dil kursları ve tatil gezileri ve kampları yapabilir.
7.Vakıf bölgesel çapta tarihi, turistik ve ibadete müteveccih turlar yapabilir,
8.Diğer cemaatlere ait vakıflarla önemli konularda iş birliği yaparak külli hizmetler yapılabilir, cemaatlerin muhabbet ve uhuvvetine ve birlikte hareket etme şuurunu tesis etmede ehemmiyetli rol oynayabilir.
9.Vakıf ÖSS ve SBS ve benzeri ders takviyesi kurslarla çokça yeni talebelerle tanışma ve onlara hizmet verme imkânı bulabilir.
10.Vakıf okullarda izin alarak, şiir, kompozisyon ve bilgi yarışmaları düzenleyerek başarılı olanları mükâfatlandırarak, derece alanlara hediye paketleri vererek faaliyet yapabilir.
11.Vakıf bulunduğu yerde, fuarlara girerek, sergiler açarak, kongre, konferanslar vererek ve mesire yerlerinde stantlar açarak milli ve özel günlerde faaliyet sürdürebilir.
12.Vakıf adına, okuma salonlar, kütüphaneler ve kültür evleri açabilir.
13.Vakıf, tarihi eski eser binaları tahsissen, bedelsiz veya cüz’i bedelle kullanma ve faaliyetlerini sürdürme imkânını elde edebilir.
14.Hanımlar vakıf kanalıyla kermesler ve çeşitli kurs ve beceri kursları düzenleyebilir.
15.Vakıf kendisini tanıtarak, ayni ve nakdi ve Kur’an eti ve sair bağışları daha rahat bir şekilde makbuz mukabili toplayabilir.
16.Vakıf ehli hizmeti bünyesine alabilir, insan kaynaklarını, yetişmiş insan gücünü hizmetlerde değerlendirmeyi yapabilir.
17.Vakfın göze hitap eden umuma açık, icabında resmi zevatı ağırlayacak nezih bir merkezi olması halinde umuma kendisini daha kolay tanıtma imkânları bulabilir.
18.Vakıf mahalli radyo ve TV’ler açabilir, buna imkânı yoksa bu gibi yerlerde programlar düzenleyerek hizmetler verebilir.
19.Vakıf kendisini ve faaliyetlerini gösteren broşürlerle, kart vizitelerle, el ilanları ile faaliyetlerini diğer insanlara ulaştırabilir.

10-15 sene evvel birkaç kişinin kurduğu bir çevre vakfının çok kısa zamanda Türkiye’de en güçlü ve müessir bir vakıf olduğu nazara alınırsa koca cemaatlerin arkasında olduğu vakıfların faaliyet yapmada seslerini duyuramamaları oldukça cayi dikkat bir nokta olarak hep beni düşündürmüştür.

Ehli hamiyet, cevval ve parlak ve isabetli fikirli gayretli sosyal yönü güçlü kardeşlere, ağabeylere ve bunların organizasyonuyla oluşan resmi vakıflara çok iş düşüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum