Peder ve vâlideye karşı muhabbetin...

Peder ve vâlideye karşı muhabbetin...

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim
 
DÖRDÜNCÜ NÜKTE: Diyorsun: "Benim taamlara, nefsime, refîkama, vâlideynime, evlâdıma, ahbabıma, evliyâya, enbiyâya, güzel şeylere, bahara, dünyaya müteallik ayrı ayrı muhtelif muhabbetlerimin, Kur'ân'ın emrettiği tarzda olsa, neticeleri, faydaları nedir?"
 
Elcevap: Bütün neticeleri beyân etmek için büyük bir kitap yazmak lâzım gelir. Şimdilik, yalnız icmâlen bir iki neticeye işaret edilecek. Evvelâ, dünyadaki muaccel neticeleri beyân edilecek; sonra, âhirette tezâhür eden neticeleri zikredilecek. Şöyle ki:
Sâbıkan beyân edildiği gibi, ehl-i gaflet ve ehl-i dünya tarzında ve nefis hesâbına olan muhabbetlerin, dünyada belâları, elemleri, meşakkatleri çoktur; safâları, lezzetleri, rahatları azdır. Meselâ şefkat, acz yüzünden elemli bir musîbet olur; muhabbet, firâk yüzünden belâlı bir hırkat olur; lezzet, zevâl yüzünden zehirli bir şerbet olur. Âhirette ise, Cenâb-ı Hakkın hesâbına olmadıkları için, ya faydasızdır veya azabdır (eğer harama girmiş ise).
 
Suâl: Enbiyâ ve evliyâya muhabbet, nasıl faydasız kalır?
Elcevap: Ehl-i Teslisin İsâ Aleyhisselâma ve Râfızîlerin Hazret-i Ali Radıyallâhü Anha muhabbetleri faydasız kaldığı gibi. Eğer o muhabbetler, Kur'ân'ın irşâd ettiği tarzda ve Cenâb-ı Hakkın hesâbına ve muhabbet-i Rahmân nâmına olsalar, o zaman hem dünyada, hem âhirette güzel neticeleri var.
 
Ammâ dünyada ise, leziz taamlara, güzel meyvelere muhabbetin, elemsiz bir nimet ve ayn-ı şükür bir lezzettir.
 
Nefsine muhabbet ise, ona acımak, terbiye etmek, zararlı hevesâttan men etmektir. O vakit, nefis sana binmez, seni hevâsına esir etmez; belki sen nefsine binersin, onu hevâya değil, hüdâya sevk edersin.
 
Refîka-i hayatına muhabbetin mâdem hüsn-ü sîret ve mâden-i şefkat ve hediye-i rahmet olduğuna binâ edilmiş, o refîkaya samimi muhabbet ve merhamet edersen, o da sana ciddi hürmet ve muhabbet eder. İkiniz ihtiyar oldukça, o hal ziyâdeleşir, mesûdâne hayatını geçirirsin. Yoksa, hüsn-ü sûrete muhabbet, nefsânî olsa, o muhabbet çabuk bozulur, hüsn-ü muâşereti de bozar.
 
Peder ve vâlideye karşı muhabbetin Cenâb-ı Hak hesâbına olduğu için, hem bir ibâdet, hem de onlar ihtiyarlandıkça hürmet ve muhabbeti ziyâdeleştirirsin. En âlî bir his ile, en merdâne bir himmet ile onların tûl-i ömrünü ciddi arzu edip bekâlarına duâ etmek, tâ onların yüzünden daha ziyâde sevap kazanayım diye samimi hürmetle onların elini öpmek, ulvî bir lezzet-i ruhânî almaktır. Yoksa nefsânî, dünya itibâriyle olsa, onlar ihtiyar oldukları ve sana bâr olacak bir vaziyete girdikleri zaman, en süflî ve en alçak bir his ile, vücudlarını istiskâl etmek, sebeb-i hayatın olan o muhterem zâtların mevtlerini arzu etmek gibi vahşî, kederli, ruhânî bir elemdir.
 
Evlâdına muhabbet ise, Cenâb-ı Hakkın senin nezâretine ve terbiyene emânet ettiği sevimli, ünsiyetli o mahlûklara muhabbet ise, saadetli bir muhabbet, bir nimettir. Ne musîbetleriyle fazla elem çekersin, ne de ölümleriyle me'yusâne feryad edersin. Sâbıkan geçtiği gibi, onların Hâlıkları hem Hakîm, hem Rahîm olduğundan, "Onlar hakkında o mevt, bir saadettir" dersin. Senin hakkında da, onları sana veren Zâtın rahmetini düşünürsün, firâk eleminden kurtulursun.
 
Ahbablara muhabbetin ise, mâdem lillâh içindir; o ahbabların firâkları, hattâ ölümleri, sohbetinize ve uhuvvetinize mâni olmadığı için, o mânevî muhabbet ve ruhânî irtibattan istifade edersin. Ve mülâkât lezzeti dâimî olur. Lillâh için olmazsa, bir günlük mülâkât lezzeti, yüz günlük firâk elemini netice verir. Haşiye
 

Haşiye: Lillah için bir sâniye mülâkât, bir senedir. Dünya için olsa, bir sene, bir sâniyedir.

 
Bediüzzaman Said Nursî
 
(Sözler - Otuz İkinci Söz)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.