Mizanlı her şey tesadüfü reddediyor-2

Şuur sahibi herkes gözünü açıp etrafına ve içerisinde bulunduğumuz bu âleme dikkatlice baktığında ilk gözüne çarpacak şeyin harika bir nizam ve düzenin yanında her şeyi içerisine alan bir umumi ve hassa bir mizandır. Yani her şey dakik, hassas ve olabilmesi lazım gelen en mükemmel bir ölçü içerisindedir. Üstelik her şeydeki bu hassas mizanın, ölçünün yeniden yeniye aynı hassas ölçülerle de tazelendiği bazen aynen, kısmen de mislen yenilendiği görülüyor.

Her şey adeta bir modeldir, Her şeye yeni yeni taze taze ölçülü suretler, elbiseler giydiriliyor. Yer Küremize bir hayvan gibi, her sene yeni bir bahar elbisesi, ölçülü ve tartılı olarak geçen seneki renk ve desenleriyle yeniden giydiriliyor.
Zihayatın libası olan deri ve tüyleri her sene ölçüyle yenileniyor. Bitki ve ağaçlara her sene taze elbiseler ölçü ile giydiriliyor. Geçen yılların ne aynısı ve ne de gayrisi.
Her şeydeki ölçülülük altında derin bir ilim ve hikmetin tezahür ettiğini, yani o ölçünün ve o mizanın gelişi güzel değil de faydalılık esasına göre hikmetli bir ölçülülükte olduğu dikkatli bir bakışla bakıldığında görülecektir.

Kâinat muntazam bir saray gibi her şeyi yerli yerinde ve olması lazım gelen ölçülü tarzdadır. Ne bir fazlalık ve  ne de bir noksanlıkta. Güneş sistemi matematiksel bir ölçü içerisinde akıp gitmektedir. Güneşin ve ayın dünyamıza mesafesindeki harika ölçü ile dünyamızda hayat sürmektedir. Yer küremiz canlıların yaşamasına en müsait bir şekilde, büyüklüğü, katmanları, atmosferi, atmosferindeki gazların miktarları hep ölçü içerisindedir. Dünyamızdaki maddeler, madenler, sular hep ölçülü ve olabilmesi lazım gelen ölçülülük ve mizan içerisindedir. Bütün bitki ve hayvanlar çevre dengesi ile akılları hayrette bırakan bir denge yani ölçülülük içerisinde mizanlıdır. Kısaca zerreden, hücrelerden, zihayatın vücutlarına, ta küre-i arzdan güneş sistemine ve kâinata kadar hükmeden harika hassas bir mizan, yani ölçülük her şeyde hükmetmektedir.

Hepimiz kan tahlili yapıyoruz. Şu kandaki ölçülülük, hatta al ve ak yuvarlardaki bazı maddelerdeki hassa mizan, yani olması lazım gelen ölçüler hassas mizanlar, o maddelerin biraz fazla veya noksan olmalarında ki ortaya çıkan hastalıklara ve aksaklıklara baktığımızda en küçük daireden ta en geniş dairelere kadar ölçülülüğün, mizanın hayatın devamı için ne kadar önemli olduğu aşikâre görülecektir. Atom içerisinde ölçü var, zerrelerden meydana gelen proteinlerde ve hücrelerde asla rastgeleliğe havale edilemeyecek ve hiçbir ihtimaliyet hesaplarına göre vücut bulamayacak bir ölçülülük var. Mesela bir sineğin bir insanın vücudu azaları ve cihaz atı, düzgün bir ölçü ve mütenasip bir mizan içinde bulunuyor.

Bedendeki aza ve cihazlar ve onlardaki hücreler, öyle bir hassas ve adeta milimetrik ince nazik bir ölçü içerisinde yerleştirilmişlerdir. Vücut cihazları, biri birine münasip ve uygun, vazifelerini ifa edebilecekleri en faydalı miktarlarda, olmaları lazım gelen büyüklüklerde cesedin diğer azalarıyla münasebetleri gözetilerek o derece uygun ölçülülük içerisinde yerleştirilmiştir. Hadsiz ve ihatalı bir ilim ve nihayetsiz bir hikmet ve her şeye nüfuz eden yapmaya muktedir olan bir kudret olmazsa, o istimal ve istihdam ve ölçü içerisinde o tarzda yerleştirme ve yaratma olamaz.

Her bitki ve ağaçta yapraklarında, çiçek ve meyvelerinde mükemmel bir ölçülülük ve uygunluk var. Bütün meyvelerde ve sebzelerde kullanışça en faydalı, harika bir ölçü ve mizan var. Domates kadar bir karpuzun, ceviz kadar bir fındığın kullanışça hiç uygun olamayacağı ortadadır. Bütün meyveleri buna kıyas edelim. Elma büyüklüğünde ki pirinç veya buğday nasıl kullanışlı olabilirdi? Bütün hububatı da bunlara kıyas edelim.

İşte bütün zihayat ve enva-ı mahlûkattan, atomlardan, cesetteki hüceyrattan, kandaki al ve akyuvarlara, bedendeki cihaz ve uzuvlardaki uygunluk ve simetrik oluşundan ta dünyamızdaki sular ve madenlerdeki dengelere kadar. Hava, su, toprak ve hararet dengelerinden ta güneş sistemimizden ta diğer yıldızlara ve kâinata kadar, hayvanat ve bitkiler âlemindeki yıkılış ve var oluşlardaki dengelere kadar öyle bir muvazene, zerre kadar şaşmaz ve şaşırmaz bir düzgün ölçü ve mizan ve faydalı bir ölçülülüğün hâkim olması her şeyi kuşatan ve her şeyin en güzel tarz ve şeklini bilen bir Âlim-i Mutlak’ın mevcudiyetine ışığın güneşe şahadetinden daha parlak bir delildir.

Sure-i Rahmanda dört defa mizan kelimesi ile mevcudat ve kâinattaki bu ölçülülüğe dikkatlerin çevrilmesi,  kâinatta ölçülülüğün ve mizanın ne derece esaslı bir kaide olduğunu ve fevkalade ehemmiyetini gösteriyor. Mizanlı bütün bu işlerin, kâinat Halıkı nın vücut ve vahdaniyetini, kemal-i İlmini ve tam adaletini ve iradesinin sonsuzluğunu ispat etmektedir. Bunun tersi, yani rast gele, muvazenesiz, ölçüsüz, dengesiz körü körüne çalkantılar ve faaliyetlerle bu âlemde hadiseler cereyan etseydi, hiç bir şey yerli yerinde ve olması lazım gelen mizanda olmaması demektir ki. Böyle bir durum söz konusu olsaydı, buna katiyen hükmedebilirdik ki hiç birimiz şimdi bu yazıları okuyor olamazdık.

Tabiat ve tesadüfe, kâinatı ve içindekiler isnat edenlerin, karmakarışık ölçüsüz, tartısız bir kâinatla karşı karşıya olmamız halinde belki bu iddialarının bir anlamı olabilirdi ki ne iddia edenler ve nede bunun muhali yetini ispat eden bizler olmazdık. Hâlbuki, İşte bütün mahlûkatta ve kâinatta gözümüzle gördüğümüz ve kimsenin inkâr edemeyeceği her şeydeki bu ölçülü düzgünlük, hadsiz mükemmel ve kusursuz mizanın gözümüz önünde var olması, katiyen ispat eder ki, bu muntazam faaliyetler, hadsiz bir ilim ve hikmeti sahibi, her şeyi yaratmaya muktedir olan bir Kadir-i Külli Şey’in işleridir, faaliyetleridir.

Tabiat, tesadüf, ölçü nedir, tartı nedir, biri birine uygunluk nedir bilir mi?  Hücre de ölçü olsun mu olmasın mı,  kandaki maddelerde, vücut azalarında ve mahlûkatın vücutlarında ve azalarında, bitki ve ağaçlarda, bitki ve ağaçların yaprak, çiçek ve meyvelerinde, meyve sebze ve hububatta, çekirdeklerde, tüm unsurlar arasında, gezegenimizde, kâinatta ölçü olsun mu olmasın mı çevre dengesi olsun mu olmasın mı,  kör tesadüfün ve kör tabiatın neyine?
Demek bütün kainat ve mevcudattaki gayet derecede yararlı ve faydalı, ölçülü, tartılılık,düzenli her şeyin yerli yerinde ve uygunluk içerisinde ki görünen mizanlı mükemmellik, ölçüsüz, tartısız, ölçü ve ölçülükteki fayda ve yarardan habersiz, mizansız ve muvazenesiz kör tesadüflerin işi asla ve kat’a olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.