Kur’ân’ın, münafıkları böyle işaret etmesi, Resul-ü Ekremin (asm) siyasetine daha münasiptir

Kur’ân’ın, münafıkları böyle işaret etmesi, Resul-ü Ekremin (asm) siyasetine daha münasiptir

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Bakara Sûresi 8. âyetin Tefsiri

Bu âyetin kelimeleri arasındaki münasebetlere gelelim:
1 (مِنَ النَّاسِ) car ve mecrûru, مَنْ kelimesine haber olduğu takdirde, şöyle bir sual varid olur ki: Münafıkların nâstan oldukları bedihîdir. Bu hüküm, mâlûmu ilâm etmekten ibaret kalır.

Elcevap: Malûmdur ki, bir hüküm bedihî olduğu zaman, o hükmün lâzımı kastedilir. Burada kastedilen, o hükmün lâzımı olan taaccüptür. Sanki Kur’ân-ı Azîmüşşan, zımnen “Münafıkların nâstan oldukları acip birşeydir” diyerek, halkı taaccüp etmeye dâvet etmiştir. Zira insan mükerremdir. Mükerrem olan insan, nifaka tenezzül etmez.

S - Madem ki مِنَ النَّاسِ haberdir, niçin مَنْ üzerine takaddüm etmiştir?

C - Madem ki o hükümden taaccüp kastedilmiştir; taaccüb-ü inşaînin şe’ni, kelâmın evvelinde bulunmaktır. Sonra nâs tabirinden birkaç letâif çıkıyor.

Birincisi: Kur’ân’ın, münafıkların şahıslarını tayin etmeyerek umumî bir sıfatla onlara işaret etmesi, Resul-ü Ekremin (a.s.m.) siyasetine daha münasiptir. Zira münafıkların şahıslarının tayiniyle kabahatleri yüzlerine vurulsaydı, mü’minler nefsin desisesiyle vesveseye düşerlerdi. Halbuki vesvese havfe, havf riyaya, riya nifaka müncer olur.

Ve keza, eğer Kur’ân onları tayinle takbih etseydi, “Resul-ü Ekrem (a.s.m.) mütereddittir, etbâına emniyeti yoktur” denilecekti.

Ve keza, bazan kötülük ifşa edilmezse tedricen zail olması ihtimali vardır. Fakat teşhir edildiği takdirde, kötülüğü yapan kimsenin hiddetini tahrik eder, fenalığı daha fazla yapmasına bâis olur.

Ve keza, nâs gibi umûmî bir sıfatın nifaka münafi olması, hususî sıfatların daha ziyade münafi olmasına delâlet eder. Zira, insan mükerremdir. Bu gibi rezaleti işlemek insaniyetin şânından değildir.

Ve keza, nâs tabiri, nifakın bir taife veya bir tabakaya mahsus olmayıp, hangi taife olursa olsun, insan nev’inde bulunmasıdır.

Ve keza, nâs tabiri, nifak bütün insanların haysiyet ve şereflerini ihlâl eden bir rezalet olduğundan, enzâr-ı âmmeyi nifakın aleyhine çevirtmekle izale ve adem-i intişarına çalışmaları lüzumuna işarettir.

1 : insanlardan birisi.

Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz