Konuşan delil olan Kur'an'ın sinesine kulağını yapıştırsan şunu işiteceksin

Konuşan delil olan Kur'an'ın sinesine kulağını yapıştırsan şunu işiteceksin

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

ÜÇÜNCÜ BURHAN: Kur’ân-ı Azîmüşşandır. Şu burhan-ı nâtıkın sinesine kulağını yapıştırsan işiteceksin, “Allahü Lâ İlâhe İllâ Hû”yu tekrar ediyor. Hem gayet mükemmel semerâtıyla, meyvedar bir ağacın menba-ı hayatı olan cürsûme olmazsa veya kökü bozuk ise, semere vermez. Şu burhanımızın dallarında meyve-i hak ve hakikat o kadar çoktur ve o kadar doğrudur ki, şüphe bırakmaz ki, cürsûmesinde olan mesele-i tevhid, hiç vehim bırakmaz derecede kuvvetli, doğru bir hak ve hakikati tazammun ediyor.

Hem şu burhanın âlem-i şehadet tarafına tedellî etmiş olan ahkâma dair dalı, bütün sıdk ve hak ve hakikat olduğu gibi, bizzarure âlem-i gayb tarafına uzanan tevhide ve gayba dair gusn-u azamı (büyük dalı) yine sabit hakaikle meyvedardır.

Hem derince şu burhan tersim edilse anlaşılır ki, onu gösteren Zât, neticesi olan mesele-i tevhidde o kadar emindir ki, hiçbir şaibe-i tereddüt hiçbir tarafında ihsas edilmiyor. Hem o neticeyi bütün hakaike esas addederek, müselleme ve zaruriye olduğunu bütün kuvvet-i beyanıyla ve ısrarıyla ona giydiriyor. Ve başka şeyleri ona ircâ ediyor. Temel taşı o şedit kuvvet, sun’î olamaz. Hem de, üstündeki sikke-i i’câz her ihbarını tasdik eder, tezkiyeden müstağni kılar. Âdeta ihbaratı binefsihâ sâbit umurlardandır. Evet, şu burhan-ı münevverin altı ciheti de şeffaftır. Üstünde i’câz, altında mantık ve delil, sağında aklı istintak, solunda vicdanı istişhad, önünde, hedefinde hayır ve saadet, nokta-i istinadı vahy-i mahzdır. Vehmin ne haddi var ki girebilsin!

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye