Karagöz'üm geldi!

Hoş geldin Safalar getirdin Karagöz’üm !

 

Duydum ki taze haberlerle, münhasır tekliflerle arz-ı endâm eylemişsin.

 

Diyorsun ki, epey bir vakittir ülkemizin nadide ve mülevves gündemine dair kelam etme vaktidir.

E buyur bakalım; hep beraber kalemimizi kelamımız eyleyelim efendim…

 

Efendim, sualler sofrasına bağdaş kurduğumuzda tabağımızdaki aşımız :

Libya semalarında uçurulan teyyâreler üzerinedir; takdîr edile, takdîs edilmeye…

 

Destur !

 

Henüz bir anayasası olmayan ve yıllardır bir Yeşil Kitap ile yönetilen (!) kardeş ülkemizle dinî açıdan mühür birliğimiz var da, acaba bu envâi çeşit ecnebi ülkelerin bu topraklarla ne işi ola ki ?

 

Şu biline ki; neo-kolanyalizmin sanal inkılâbına seyirci kalmamız İttihad- İslam’ın zaman içindeki mesaisini askıya almamız demektir. Bugün Babil kulelerimizden seyirci kalmamaya gayret ediyoruz.

 

Ama böylesi gayret gönül lezzeti için yeterli midir ?

 

Farz-i muhâl efendim, krizin barışçıl çözümü çağrısı yapan belge Chavez’li ALBA’ya destek veren Venezuelalı yazar Luis Britto Garcia öncülüğünde; Nicaragualı, Kübalı ve daha bir çok ülkeden aydınların imzalarıyla hayat buldu.

 

E peki bizim aydın diye adlandırılan hevesperverâne kalemşörlerimiz Libya için hangi belgeye imza attılar acaba ?

 

E, daha iddianamesi açıklanmamış gasteci dostları için rap rap yürüyüşe geçen, afili sözlerden mürekkep dövizlerin sahibi izhâr-ı acz içindeki malumlar ordusundan bir beklentimiz olmamalı; haklısınız…

 

Velâkin omzu omzuma değen irfan meclisinin güzel yüzlü kalemlerini sadece köşelerinden ve beyaz camdan seslenmemeye davet ediyoruz; naçizane.

 

Bugün koyulacak milyonluk tepki, yarın diğer “bol kaynaklı” Müslüman ülkeler için –ihtimal- yola koyulacak “dış güç(süz)ler”e bir selam çakmak olacaktır !

 

Tam zamanı değil mi ?

 

İnsan- ekber  yolunda olduğuna inananların yapması gerekeni hatırlatmam sayınız efendim.

 

E, insan, daha dün elini sıktığı kişiye bomba yağdıracak kadar “U(N)” dönüşü yapıyorsa biraz temkini elden, tarihten, coğrafyadan, kalpten, akıldan, izandan, düş’ten, gerçekten, ve daha bilmem neden ve neden  bırakmak istemiyor.

 

Asıl bizler bu sokakların emzirdiği çocuğuz

 

Biraz daha lisan-ı mahsus…

Biraz daha…

Tek…

ses…

 

Açıkçası geçmişte, “be-mee” dendiğinde henüz ne olduğunun ayırtına varmazdan önce aklıma güzel bir insanın lakabının kısaltılmışı gelmişti.

 

Sonradan öğrendim ki, ateşle oynuyormuşum. (Bugün Libya semâlarında yaptıkları gibi)

Meğer dünyadaki yaralara hikmet eczanesi (!) vazifesi gören bir kurum imiş de haberim yok imiş.

 

Hatta asıl adıyla, yani “UN” olarak yazıldığını öğrenince, dedim ki “ekmeği” çağrıştırdığından açları da doyuruyor olmalı !

 

Bugün yıl 2011 !

 

Açıkçası 192 ülkenin vatandaşlarına tek tek bu “oluşum” hakikaten ne işe yarar ? sormak isterdim, ama yerim dar vesselam !

 

Bir dakika !

 

Vikipedi imdadıma yetişti : Bu bir “uluslar arası bir örgüttür…”

E, bir tanımda bu kadar da insafsız (!) olunmaz ki, değil mi efendim ?

 

Evet, yeşil kitabı yazıp da uygulayan çatık kaşlı’nın hiç mi suçu yoktur ? Vardır, el hak…

 

Ne ki, bu suçun karşılığı dış güçlerin bombalı tazyikâtı ile mi olmalıdır; o ülke insanlarının gayreti, sağduyusu ve çığlıkları ile mi ?

 

Ne ki doğru tektir; gayrısı laf-ı güzâftır efendim.

 

İşin, az da olsa bence’sini yazayım istedim Karagözüm’le…

 

İşin bence’sinin pek de bir önemi yok esasında, efendim.

 

Amma ve lâkîn, illâ bence’si merak ediliyor idiyse, ironiyle karışık, nüktedan baharatlı bir cevâb ile, yazımdan ayrı temyiz ederek, “İMECE”lere nazire olsun deyu yazayım:

 

Bence…

 

BM’c…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum