Kâfirin, terakkiyat-ı maddiyede muvaffakiyetindeki hikmet nedir?

Kâfirin, terakkiyat-ı maddiyede muvaffakiyetindeki hikmet nedir?

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

İ’lem eyyühe’l-aziz! 
Hayat-ı dünyeviyeye kasten ve bizzat teveccüh edip bağlanan kâfirin, imhâl-i ikabında ve bilâkis terakkiyat-ı maddiyede muvaffakiyetindeki hikmet nedir?

Evet, o kâfir, kendi terkibiyle, sıfâtıyla Cenâb-ı Hakça nev-i beşere takdir edilen nimetlerin tezâhürüne, şuuru olmaksızın hizmet ediyor. Ve güzel masnuat-ı İlâhiyenin mehasinini bilâ-şuur tanzim ediyor. Ve kuvveden fiile çıkartmakla garâbet-i san’at-ı İlâhiyeye nazarları celb ediyor. Ne faide ki, farkında değildir. Demek, o kâfir, saat gibi kendi yaptığı amelden haberi yok. Amma, vakitleri bildirmek gibi nev-i beşere pek büyük bir hizmeti vardır. Bu sırra binaen dünyada mükâfatını görür.

İ’lem eyyühe’l-aziz! 
Tevfik-i İlâhî refiki olan adam, tarikat berzahına girmeden zahirden hakikate geçebilir. Evet, Kur’ân’dan, hakikat-i tarikati, tarikatsiz feyiz suretiyle gördüm ve bir parça aldım. Ve keza, maksud-u bizzat olan ilimlere ulûm-u âliyeyi okumaksızın isâl edici bir yol buldum. Serîüsseyir olan bu zamanın evlâdına, kısa ve selâmet bir tarîki ihsan etmek rahmet-i hâkimenin şânındandır.

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye