İlahlarınız nasıl size yardım etmiyorlar? Onları da çağırınız bakalım!

İlahlarınız nasıl size yardım etmiyorlar? Onları da çağırınız bakalım!

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Bakara Sûresi 23-24. âyetin tefsiri

1 ﴾وَادْعُوا﴿ Bu tâbirin istiane veya istimdat kelimelerine cihet-i tercihi, dâvet kelimesinin kullanış yerlerinden anlaşıldığı vecihle, onları belâlardan, zahmetlerden kurtarıp yardım edenler hazır bulunup, yalnız çağırmaları lâzımdır, fazla bir zahmete ihtiyaç olmadığına işarettir. İstiane ve istimdat kelimeleri ise yardımcıların hazır bulunduklarına delâlet etmezler.

2 ﴾شُهَدَاۤءَ﴿ Bu tâbir, üç mânâya tatbik edilebilir. Birincisi: Büyük ediplerdir. Bu mânâya göre, onların muaraza mânâsında “Bizim kuvvetimiz muarazaya kâfi değilse de, büyük edip ve hocalarımızın muarazaya kudretleri vardır” diye söyledikleri yalanı da, Kur’ân-ı Kerim, وَادْعُوا emriyle kesip atmıştır.

İkincisi: Muarazayı destekleyip şehadet edenlerdir. Bu ihtimale nazaran, onların, “Biz muarazaya girişsek bizi destekleyen, şehadet eden yoktur” diye gösterdikleri bahaneyi de Kur’ân-ı Kerim, müsaade vermek suretiyle “Haydi, şahitlerinizi de çağırınız, sizi takviye etsinler” diye, o bahaneyi de yalana çıkartmıştır.

Üçüncüsü: Âlihe mânâsınadır. Bu mânâya nazaran, sanki Kur’ân-ı Kerim onlara karşı, “Yahu, bu kadar taptığınız ilâhlarınız varken, böyle dar ve sıkıntılı bir vaktinizde niçin onlardan yardım istemiyorsunuz? Onları çağırınız ki, bu muaraza belâsından sizi kurtarsınlar!” diye bu cümle ile onlara tehekküm etmiş, yüzlerine gülmüştür. 3 ﴾شُهَدَاۤءَكُمْ﴿ İhtisası ifade eden şu izafe, 4 شُهَدَاۤءَ kelimesinin her üç mânâsına da bakar. Şöyle ki:

1. Madem ki büyük edip ve hocalarınız vardır, tabiî aranızda irtibat, hürmet ve muhabbet vardır. Ve yanınızda hazır olup, gaip de değillerdir. Eğer onların bu dehşetli muarazaya kudretleri olsaydı, herhalde yardım edeceklerdi. Demek, onlar da sizler gibi âcizdirler, kusurlarına bakmayınız!

2. Muarazada sizleri destekleyecek, şehadet edecek her kim olursa olsun kabul ederiz, çağırınız. Amma onlar, böyle bedîhü’l-butlan bir dâvâda yalan şehadete cesaret edemezler.

3. Mâbud ittihaz ettiğiniz âliheleriniz nasıl size yardım etmiyorlar? Onları da çağırınız, bakalım. Fakat onlarda can yok, şuurları da olmadığı gibi, hiçbir şeye de kàdir değillerdir. Onları da mâzur görünüz!

1 : Çağırın. 
2 : Şahitler (yardımcılar).
3 : Kendinize yardım istediğiniz kişiler. 
4 : Şahitler (yardımcılar).

Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz