Hz. Yusuf, kardeşlerine tuzak mı kurmuş?

Hz. Yusuf, kardeşlerine tuzak mı kurmuş?

Yusuf suresi 76. ayette Cenab-ı Allah biz Yusuf’a böyle bir çare (tedbir, hile, tuzak) öğrettik diye meallere yansıtılmış.

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Yusuf, öz kardeşinin yükünden önce, öbürlerinin yüklerini aratmaya başladı. Sonra su kabını/kupayı kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yusuf’a, kardeşini alıkoyması için böyle bir plan / bir çare öğrettik. Yoksa, Allah dilemedikçe Hükümdarın kanununa göre, kardeşini alması uygun olmazdı. Biz dilediğimiz kimseleri pek üstün derecelere yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen bulunur.” (Yususf, 12/76)

- Ayette geçen “kidna” fiilinin gösterdiği “keyd” kavramı iki manaya gelir:

Birincisi: Arzu edilen sonuca varmak için, daha işin başında iken bir hile yapmaya gayret etmek, bir plan çevirmek manasına gelir.

İkincisi: İşin sonunda insanın fark etmeden arzusunun dışında ve geri dönüşü olmayan sevimsiz bir duruma düşmesidir.

Kur'an’da Allah için kullanılan “keyd, mekr” kavramları yalnız bu ikinci mana itibariyledir. İlk anlamıyla Allah’a isnat edilmesi caiz değildir. İşte bu ayette de bu ikinci mana esastır.

Yani Allah bu konuda öyle bir sonuç yarattı ki, Yusuf’un kardeşleri istemeyerek ona teslim olmak zorunda kaldılar. Allah’ın yarattığı bu sonuç iki şekilde yorumlanmıştır:

1) Yusuf kardeşi Bünyamin’i bir şekilde alıkoymak istiyordu. Böyle bir yolla kardeşini alıkoymaya çalışırken, diğer kardeşleri onun bu çabasını boşa çıkarmaya çalışıyorlardı. Fakat Allah, Yusuf’a yardım etti, onu üstün kıldı.

2) Allah, Yusuf’un kardeşlerinin kalplerine “hırsızlık yapan kim ise kendisi burada rehin olarak kalsın” fikrini koydu. Bu sayede Yusuf kardeşini yanına alabildi. (krş. Razi, ilgili ayetin tefsiri)

- Burada görünürde bir hırsızlık isnadı gibi kötü bir şey varsa da aslında birkaç yönden ilahi hikmetin güzel bir tedbiri olarak görünüyor. Şöyle ki:

Allah’ın, Yusuf’un kardeşlerinin başına bu yüz kızartıcı ithamın yapılmasına izin vermesi, onların daha önce Yusuf’a karşı işledikleri suçun bir nevi cezası olduğu içindir. Çünkü bu konuda tamamen onların, kendi dilleriyle ortaya koydukları “Hırsızın cezası kendisinin rehin / köle olmasıdır.” prensibine göre işler yürümüştür.

Onlar bu sözü söylemekle sebebiyet verdikleri olaydan dolayı yalnız kendilerini suçlu görüyor ve daha da üzülüyorlardı. Bir yandan Bünyamin’den ayrı düşmek, bir yandan babalarına verdikleri sözlerinde duramamaktan kaynaklanan üzüntüleri had safhaya varmıştır.

İşte bu olay, onlara hem bir ceza hem de bir kefaret olacak mahiyettedir. İlahi hikmet bu gibi güzel sonuçlar için bu çözüme izin vermiştir.

Hz. Yusuf, bu hileyi önce kardeşi Bünyamin’e söylediği için o zaten hiç üzülmemiştir. (krş. el-Meraği, ilgili ayetin tefsiri)

Özetle: Ayette yer alan hile / gizli tedbir, değişik hikmet ve faydalarından ötürü, Allah’ın sevdiği ve razı olduğu meşru ve güzel bir plan hükmündedir.

Bundan anlaşılıyor ki insanlar, meşru olan arzularına kavuşmak için şeriata aykırı olmayan ve başkasına zarar vermeyen -görünürde hile gibi görünen- meşru bir yolu kullanabilir. (bk. İbn Kesir; el-Meraği;  V. Zuhayli/ el-Münir, ilgili yer)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.