Hızır kime hazır?

Cemreler bir bir düştü, Hızıdırellezi gördük, baharın gök gürültüsünü duyduk; şimdi sıra gökkuşağını yaşamakta!

Evet hayır sobelemesiyle yüz yıllık virajı aldık! Başkan gelecek her şeyi çözmeyecek, elinde sihir yok çünkü. Herkes kendinin başkanı olursa kendinin ve kendi kuşağının gökkuşağını kurmuş olur.

Kaç kuşak yaşadığımız sıkıntıların tek sebebi başkanlık sisteminden olmamasından değil; medeniyet dinamiklerini kaybedişimizden, kültürel kökümüzü yitirmemizden…

Nesillerin aklına, kalbine, ruhuna medeniyet cemrelerini düşüremedik nicedir. Sema siyahtan başka renk görmüyor kaç kuşaktır. Öyle ki gökkuşağını bilmeyen yitik bir nesil yaşıyor aramızda. Ne tam oralı, ne tam buralı!

Hızır İlyas bir yere ne diye gelir? Neye hazırsanız o da size hazırlanmaz mı?

Milletin kurduğu ve millete hizmet eden kurumlar manzumesi değil midir devlet dediğin? En küçük memurdan, en büyük bürokrata, “Millete hizmet eden milletin efendisidir” şuuru verilemiyorsa eğitim sisteminde ciddi arıza vardır.

Fazilet medeniyetinin çocukları niye böyle menfaat egosunun tutsağı oldu?

Adalet mülkün temeli, ya adaletin temeli ne? Doğruluk, iyilik, güzellik cemreleri niye düşmez; akla, kalbe, ruha; medeniyet ülkümüze?

Bir başkan bir başına ne kadar yönetir cemresiz gökkuşağını? Hızır değil ya, İlyas gibi yareni de yok!

Doğrulukla iyilik zemini üzerinde inşa edilen güzellik medeniyeti; kaç bahar özlemimiz, kaç cemre düşümüz, kaç Hıdırellez bekleyişimiz!  Buna bir taş koyan, bir büyük hazır adım atmıştır hazırlanana.

Günlük gürültüler kulağı kirletir, gözü bulanıklaştırır, idraki daraltır, kalbi karartır. Gündem üstü gündemle günleri yaşamak; belki Hızır’ın yardım edeceği medeniyet dirilişlerine yaklaştırır.

Diriliş umudu bitmeyen hazine; Fert ve devleti medeniyet göğüne sema ettiren hazine. Hazırcı ve hazcı nesillere nasıl anlatırız bu umut ve fazilet medeniyetini?

Büyük sorunlar büyük soruların cevabı bulunduktan sonra çözülür. Baharın bir bedeli vardır; gök gürülder, yer toza bulanır, rüzgar sert eser. Bir başına gelmez bahar; envai çiçekle, farklıklarıyla gelir, zenginliğiyle kuşatır her yeri…

Hazırsak buna Hızır da gelir, İlyas da. Cemreler peş peşe düşer, gökkuşağı beliriverir aniden.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.