Günümüzün karasevdalıları…

‘’O nûra, Allah’ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isminin zikredilmesine izin verdiği evlerde kavuşurlar. Oralarda sabah akşam O’nun şanını yücelterek tenzih eden öyle yiğitler vardır ki, ne ticaretler, ne alış-verişler onları Allah’ı zikretmekten, namazı hakkıyla ifa etmekten, zekatı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten halden hale döneceği, alt üst olacağı bir günden endişe ederler. Allah Teâla onlara yaptıklarına karşılık en güzel mükafatı verecek, onların mükafatını kendi lütfundan artıracaktır.” (Nur sûresi 37-38)

Evet, günümüzde Kur’an talebelerinin bir araya gelişleri sıradan bir araya geliş değildir. Gayeli ve hedefli bir beraberliktir.

Onlar bu beraberliklerinde kainat kitabını âfâki ve enfüsi delillerle yorumlayarak Zat-ı Uluhiyyet’e ait hakikatleri anlamaya çalışırlar. Onlar icmali ve taklidi imanlarını iman-ı tahkikî mertebelerine çıkarmak, iman hakikatlerini derinlemesine kavramak için yakîn derecelerine kulaç atarlar.

‘‘Şu Otuzüç Pencereli olan Otuzüçüncü Mektub, îmanı olmayanı inşâallah îmana getirir. îmânı zaîf olanın îmanını kuvvetleştirir. Îmânı kavî ve taklidî olanın îmânını tahkikî yapar. Îmanı tahkikî olanın îmânını genişlendirir. Îmânı geniş olana bütün kemalât-ı hakîkiyyenin medarı ve esası olan mârifetullahta terakkiyat verir; daha nuranî, daha parlak manzaraları açar. İşte bunun için, «Bir pencere bana kâfi geldi, yeter» diyemezsin. Çünki: Senin aklına kanaat geldi, hissesini aldı ise; kalbin de hissesini ister. Ruhun da hissesini ister. Hattâ hayal de o nurdan hissesini isteyecek. Binaenaleyh herbir pencerenin ayrı ayrı faideleri vardır.” (33.Sözün sonu ihtardan)

Ömür dakikalarının sayılı olduğu gerçeğinden hareketle onlar hep sohbet-i cananı soluklarlar.

Evirip çevirip sözü Allah ve Resulüne bağlarlar.

Onlar boş durmayı, malayani işlerle uğraşmayı avare ömür tüketmeyi hiç sevmezler. Sürekli aksiyon halindedirler. Ne yapıp edip hizmet kervanının içerisinde nefes alıp verirler. Hep aktif duruş sergilerler. Hakkın kapısının bu sadık bendeleri cihanlara sığmayacak bir enerji üreterek hizmet ederler. Onlar yeryüzünde Allah’ın davasına sahip çıkmakla şereflenmiş insanlardır. Yaşatma ideali onların en yüce gayelerindendir. Onlar Medeniyetlerin inşasında nefisle mücâhede ve hicretin iki önemli esas ve merhale olduğunun idrakiyle yaşarlar.

Hz. Ebu Hureyre’den (r.a) Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) şöyle buyurdukları rivayet edilmiştir. Allah ilim peşinde bir yol tutup giden kimseye cennete giden yolu kolaylaştırır. Herhangi bir topluluk Allah evlerinden birinde bir araya gelirler de Allah’ın kitabını okur ve onu aralarında müzakere ederlerse:

1-Muhakkak surette onların üzerine sekine iner. 2- Allah’ın rahmeti onları bürür. 3-Melekler onları çepeçevre kuşatır. 4- Allah, nezdindekilere onlardan takdirle bahseder. Bir insanı da ameli yavaşlatıp geri bırakırsa neseb onu hızlandırıp öne geçiremez.

Yakup Aksoy

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum