Fetih ve Ayasofya

Yer yüzeyinde Hak din(ler)in üç büyük binası vardır. Birincisi Kâbe-i Muazzama'dır; diğeri Mescid-i Aksa ve üçüncüsü Ayasofya'dır.

İslamın iki tane medinesi vardır: birisi Medine-i Münevveredir, diğeri İstanbul'dur.
İttihad-ı Muhammedî'nin iki büyük sembolü vardır: biri Mekke'dir, diğeri İstanbul'dur.

Peygamber Efendimiz'in (asm) iki büyük fetih müjdesi vardır: biri Mekke'nin fethidir; diğeri İstanbul'un fethidir.

Sahabe-i Kiram'ın iki büyük rüyası olmuştur: biri Mekke'ye, diğeri İstanbul'a ulaşabilmektir.

Eyyûb el Ensari'nin, ayrıca iki latif muvaffakiyeti vardır: Birincisi Efendimiz'i (asm) misafir etmek, ikincisi İstanbul'a misafir olmaktır.

Batı medeniyetinin İslâm medeniyetiyle iki buluşma merkezi vardır: biri Kurtuba'dır, diğeri İstanbul'dur.

İsevîliğin İslam'a iltihak etmesiyle gerçekleşecek, Hak din(ler)in tekliğinin sembolü de (Kudüs'le birlikte) Ayasofya'dır.

**

Mekke'nin fethinin manası Kâbe'nin putlardan temizlenmesidir. 'Eğer evrenin kalbi olan Kabe-i Muazzama bir puthaneye çevrilirse, bu karanlığı, hiç bir yıldızın ışığıyla açamazsınız'dır.

İstanbul'un fethinin manası Ayasofya'nın açılmasıdır. Eğer Ayasofya bir puthaneye çevrilirse, bu karanlığı hiç bir ışıkla açamazsınız.

İstanbul bir hırsın, inşa hevesinin, zafer gururunun eseri değildir; müjde, 'işgal etmek' için verilmemiştir. Müjde, Ayasofya'nın fethidir; eğer Ayasofya açılmamışsa, geri kalanı bir işgal demektir.

İstanbul'a sahip olmak, boğazı seyretmek değildir; Ayasofya'da namaz kılmak fethin şeairidir. İstanbul'un yedi değil, yetmiş tepesi olsa ve her birine Ayasofya büyüklüğünde birer cami de yapılsa, Ayasofya açılmadan yine de bu bir işgaldir; fethin gecikmesi demektir (Cibâli Baba faktörü).

**

Bediüzzaman, Cumhuriyet hükümetlerinden üç şeaire dair isteklerde bulunmuş ve bunlar, reddiyle birlikte, kendisine eziyet edilmesine sebep yapılmıştır. Bunlar aynı zamanda âlem-i İslamın üç karanlığı ve fecri sâdıkının üç şartıdır:

1. Ezanın ve Kur'an'ın asıl dilinde okunması,
2. Tesettürün tam serbestiyeti, ve
3. Ayasofya'nın fethi...

Birincisini gerçekleştirmesi sebebiyle Menderes ve Demokratlar Üstad'ın ve milletin destek ve bitmeyen duasını almıştır.

Bu durumda, diğer ikisi; tesettürün tam özgürlüğü ve Ayasofya'nın fethi gerçekleşmeden 'siyaset' tekrar bu milletin duasını alamayacaktır.

Bu noktada, Bediüzzaman'ın İhlâs Risalesi'ni çokca hatırlamak gerekiyor. İhlâs, amelin rızay-ı İlahi için yapılmasıdır. Siyaset de bunun için olmalıdır; o razı olmadıktan sonra hiçbir siyaset oyunu bu açığı kapatamaz.

Siyasetçinin ihlâsına ise Celaleddin Harzemşah örnek olarak gösterilir. "Ben Allah'ın rızasını gözeterek cihad ederim; muvaffakiyet O'nun vazifesidir, ona karışmam" demektir.
Sonuç odaklı değil, rıza odaklı olarak fırsatları görmek...
Bu gerçekten büyük bir siyasettir; demektir ki, en büyük siyaset hâlis niyettir.

**

Ayasofya'yı görüp de, içerisinde, cemaat-i uzmâya dahil olarak Cuma namazı kılmak için yüreği yanmayan bir Müslüman yoktur.

Ayasofya'da ehl-i dinle omuz omuza Hakk'a yalvarmak hayalini görmeyen bir mü'min de yoktur.

Bediüzzaman'ın 'kâbe-i saadetimiz' dediği 'ittihad-ı münevver-i İslam'ın' "Mekke-i Mükerremesi Ceziret-ül Araptır. Medine-i Münevveresi Devlet-i Osmaniyedir" şeklindeki tarifi bugüne de bir hedef belirliyor olsa gerektir.

**

Devlet-i Osmaniyede bir padişahın en büyük kazancı, mü'minlerin arasına, bir caminin yanına defnedilmek olmuştur. Örneğin, biz, Bursa Hüdavendigâr'da, Sultan Murad'ın camiinde, her namaz sonrası Kosova'nın fâtihi, şehid padişaha bir fatiha okuyoruz. Onu, orada da yalnız bırakmıyor, manevi hazinesine katkı yapıyoruz.

Ayasofya külliyesindeki Sultanların ve hanedânının da böyle bir hakları vardır elbet...
Sultan Fatih Muhammed'i her namaz sonrası anmakla birlikte, orada medfûn olanlara da dua etmek hamâset ve şehâmetten daha anlamlı değil midir?

Her namaz çıkışında, hem müjdeyi Vereni (asm), hem müjdeleneni, hem de koruyucularını anmak İslâm'ın bahadır evlatları olan Osmanlı'nın torunları için vefayı gösterme imkanı değil midir?

**

Ayrıca, 'Allah katında din, İslam'dır' ayetinin maddi tefsirini Ayasofya'da görmek ne güzeldir!.. Elbette yaşayan bilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
11 Yorum