Hakk’ın nuru; kadın

Yüksek, zarif yaratışlı mahlûkatların başında gelen kadın, mutlak olarak Hakk’ın nuru ve eşsiz bir lütfudur. Asalet, şeref, kemalât sahibi kadın, çok engin, manevi, hassas bir yere sahiptir. Yaratıcının  en lâtif, en kudsî, en hoş sıfatları kadında tecelli eder. Buna binaen varlık âleminde; donanımlı, güzel suretli, yüksek, olgun bir şahsiyet vuku bulur. Hak katında bu kadar önemli, kıymetşinâs bir yeri olan kadının, elbette halk nazarında, içtimai hayatta da hak ettiği değer verilip hilkatin esasına uygun hareket edilmelidir. Şanı Yüce Zat-ı İlahi, kadını bu kadar güzide, seçkin, anlamlı, manidar kılması, Yaratıcının ne kadar Azamet, Fazl ve Kerem sahibi olduğunun en açık delilidir. Mükemmel, sevimli güzelliklerin ilâhî lütufların, manevî faziletlerin, manâların hâsıl olduğu bu değerli varlık, ehemmiyetini kıymetli oluşunun idrakindeyiz.

Kudsî Hadislerde de beyan edilen kadın ile ilgili parlak sözler, bu konuyu izah etmektedir. “En üstün Mü’min, hanımına en iyi lütufkâr davranan güzel ahlaklı kimsedir” hadisi, bu duruma netlik, açıklık vermektedir. Söz edilen Hadis-i Kudsî, hanımlara en iyi şekilde, ölçülü, hassas bir üslupla yaklaşılması gerektiğini vurgulamakta ve kadına gereken ehemmiyeti konusunda kılavuzluk etmektedir.

Kadın, Allah’ın öğrettiği aklî, mânevi ilimlerle edep ve tevazu ile yeryüzünü aydınlattı. Ruhunu, kalbini aklını yaratıcının nuru ile güzel sıfatları ile ihsan ve nimetleriyle cilalayıp süsledi. İslam gibi faziletli manası yüce şanı değer bir dinin kadın konusunda ne kadar lütufkâr, ince gayretli, yumuşak davrandığı da ortada olan bir haslettir.  Kadını hoş gören yapıcı gösteren, olgun hayâ sahibi olduğunu kanıtlayan bir din elbette sebepler âlemini bizlerin hatırına getirmektedir. Hakkın emirlerine ittibâ’ eden, dinin esaslarını bilen, fıtratın özünü, gayesini açığa çıkaran kadın, bu noktada yerini almış olur. 

Zuhur eden hâl şu ki; kadınlara ancak mümtaz, şuurlu, uyanık, yüksek asalet sahibi kimseler kıymet verir. Bu anlamda kadına ne nisbette değer verilirse karşıdaki kişinin nisbeti o ölçüde ortaya çıkar. Kadına İlâhi kudretin güzelliğini, tecellisini görerek bakmak onun nazarıyla bakışları parlak kılmak bu konuda en iyi en açık en mükemmel eylemdir. Hayat sahibi olan kadın, birçok cevherlere rahmet hazinelerine sahip olmakla yine kadının bu anlamda da asaletli, değerli oluşunu ortaya koymaktadır. Yine kitaplarda vukû’ bulan Ayet-i Kerimeler bu hususta netlik kazındırmaktadır. “Ey insanlar, kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz, kadınlarınızın sizin üzerinizde hakkı vardır.” Şu İlâhi kelâm, bu konuya hayırlı ince mâna vermektedir. Ortaya çıkan sonuç; Kadının insanlar üzerinde çok önemli hakları olduğunu göstermektedir.

Güzel, muazzam kudret mucizesi olan kadın, her hususta varlığının yegâne özü, sırrı ve yaratılış hikmeti inkişaf etmektedir. Hakk’ın güzel sıfatlarının tecellisi, kadında apaçık ortaya çıkması şahsının ehemmiyeti açısından kıymet teşkil etmektedir.

Her işi hikmetle yapan, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcı, kadını da en güzel en latif muazzam surette yaratmış, ona gereken özellikleri, yüksek meziyetleri, olgunlukları vermiştir. Kadının varlığında mutlak olarak cereyan etmektedir. Allah, kadında bütün bu güzellikleri, meziyetleri birleştirmesi; kendi zatının ne kadar ulvî olduğunun apaçık göstergesidir.

Allah, Hakkın nurunu yansıtan her kadının, Mevlâna'nın deyişiyle; “Okyanus gibi bol haysiyet, Elif gibi dimdik şahsiyet olabilmeyi nasip eylesin...”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum