Dr. Cemil ŞAHİNÖZ

Dr. Cemil ŞAHİNÖZ

F.Gülen‘in Bediüzzaman‘ı Kürt diye görmek istememesi kaderin cilvesi

Bediüzzaman‘ın meşhur bir sözü vardır, “Beşer zulmeder, kader adalet eder.“ Kader porgramı veya sistemi her zaman Allah´ın adaletini gözler önüne seriyor. Kainatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını gösteriyor.

Ayette ifade edildiği gibi, bizim hayır zannettiklerimizde şer, şer zannetiklerimizde hayır olabiliyor. Başımıza gelen bir çok olayı olduğu an yanlış yorumlarız. Fakat gerçek manada bizim için iyi midir kötü müdür, daha sonra, çoğu zaman seneler sonra anlarız.

Bu düşüncelerle F.Gülen´in Bediüzzaman´ı görmek istememesini inceleyelim.

F.Gülen 1941´de, kendi deyimiyle (kendisine sosyolojik karizma çıkarmak için) 1938´de, Mustafa Kemal´in öldüğü saatlerde, dünyaya geliyor. 1956/1957 yıllarında Mehmet Kırkıncı, Osman Demirci ve Muzaffer Arslan sayesinde Risale-i Nur´lar ile tanışıyor. İlk dinlediği ders Bediüzzaman´in ´Hucumat-ı Sitte´ eseri. Yine kendi ifadesiyle bu kitap kendisini çok etkiliyor ve sohbeti yapanları kast ederek sahabe gibi insanları bulduğunu ifade ediyor.

Bediüzzaman Said Nursi ise 1960´da vefet ediyor. Yani F.Gülen´in Risale-i Nur´ları tanıdığı ve etkilendiği dediği seneden 3-4 yıl sonra. F.Gülen bu dönemde genç yaşta camilerde vaaz veriyordu ve tanınan bir simaydı.

Böyle bir konumda olan birisinin, yani camilerde sıkça vaaz veren, tanınan, bilinen, Risale-i Nur´dan çok etkilenen ve okuyanları sahabe gibi insan olarak tarif eden birisinin, 3-4 sene içerisinde övdüğü bu insanların üstadlarını ve etkilendiği bu kitapların yazarını çok meşhur ve hergün gazetelerde ondan bahsedilmesine rağmen görmemesi, görememesi, imkansız gibi birşey. Çok düşük bir ihtimal.

İşte bu imkansızlık F.Gülen´e nasip oluyor! Asıl nedeni, yukarıda bahsettiğim gibi kaderin bir cilvesi. Sebeplerden dairesindeki zahiri sebebini F.Gülen kendisi anlatıyor: „Allah böyle bir dehayı niçin İslam'ın kılıcı olmuş Türklerin içinden değil de, Kürtlerden çıkarttı' diye düşündüm. Türklük gururum Said Nursi'nin ziyaretine gidip elini öpmeme engel oldu. [...] Bediüzzaman döneminde yaşadım ve adını da duydum, Risale-i Nurları da duydum. Ancak her Erzurumlu gibi bizde biraz Turancılık vardı. Onun için ziyaret etmedim Bediüzzaman'ı´. Yine aynı sebepden dolayı Bediüzzaman´ın cenazesine yüzbinler insan katılmasına rağmen F.Gülen katılmıyor.

Gelelim kaderin adaleti ve hayır içinde şer, şer içinde hayır meselesine. Bediüzzaman ile görüşmemesine rağmen, Nurculuk Hareketiyle yakından uzaktan hiç bir alakası olmamasına rağmen, Bediüzzaman´ı, Risale-i Nur´ları ve Nurculuk Hareketini bu kadar istismar eden bir zat, acaba Bediüzzaman ile görüşseydi neler yapardı?

Eğer F.Gülen Bediüzzaman Said Nursi´yi görmüş olsaydı, onun ile tanışmış olsaydı, FETÖ lideri Fetullah Gülen Bediüzzaman´ın has talebesi ve çok büyük bir ihtimal ile Bediüzzaman´ın varisi olarak takdim edilecekti. Bu şekilde çok daha büyük bir kitle manipule edilecekti ve Bediüzzaman´a büyük bir zarar verilmiş olunacakti.

Fakat kader buna müsaade etmedi. Risale-i Nurları tahrif ederek yeterince zarar veren F.Gülen´e Bediüzzaman ile buluşması, hemde kendi ırkçı sebebleri gereği, nasip olmadı.

Herkesin bir planı var, Allah´ın da bir planı var.

twitter.com/Cemil_Sahinoez

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
20 Yorum