Dinin safiyetini muhafaza etmek

İki çeşit din anlatıcısı var. Biri gerçekten dini anlatan, diğeri din görünümü altında kendini anlatan. Birincisi bu işin sonunda zengin olmaz, dünyalık elde etmez, egosunun esiri olmaz ve böylece istikamet üzere yürür. Diğeri bu işin sonunda zengin olur, dünyalık elde eder, egosunun esiri olur ve böylece istikametten çıkar. Çevremize baktığımızda bu ikinciden mebzul miktarda görmek mümkün. Bunlar din anlatıcısı değil, din tüccarı.

Birincisi herhangi bir eleştiriye muhatap olunca sadece minnettar olurken; diğeri sadece kindar olur. Birincisi genellikle dini dert edinmiş hal ehli iken; diğeri sadece din bilgini olan kal ehlidir. Birincisi umaraya karşı uzak ve  mesafeli dururken; diğeri umeranın yanında ve arkasında durur. Birincisi dine teslim olmak isterken; diğeri dini teslim almak ister. Birincisi için dini anlatmak bizatihi amaç iken; diğeri için araçtır. Oysa din yaşanmak için nazil oldu konuşulmak, tartışılmak, polemik malzemesi yapılmak için değil.

İmam Gazali İhya'da şöyle der: Bilmiş ol ki amirler, memurlar ve zalimlerle düşüp kalkmanın üç hali vardır: 1- Meclislerine giderek onlara yaklaşmandır ki en kötüsü budur. 2- Onların sana yaklaşması ve sana gelip gitmeleridir ki bu birincisinden evladır. 3- Ne onlar seni, ne sen onları görmeyecek şekilde onlardan uzaklaşmandır ki en selametli yol budur. Çünkü asrımızdaki sultanların mallarının çoğu veya tümü haramdır.

Hâsılı dinin safiyetini muhafaza etmenin bunlardan başka sahih bir yolu yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.