Biz Sana lâyık bir zikirle Seni zikredemedik

Biz Sana lâyık bir zikirle Seni zikredemedik

Günün Risale-i Nur dersi

dunun-risale-dersi.png

Bismillahirrahmanirrahim

كَمَا تَصِفُ صِفَاتِكَ وَتُعَرِّفُ أَسْمَاءَكَ وَتُفَسِّرُ تَحَبُّبَكَ وَتَعَهُّدَكَ لِمَصْنُوعَاتِكَ بِمَا يَتَرَشَّحُ مِنْ شِفَاهِ ثِمَارِهَا مِنْ قَطَرَاتِ رَشَحَاتِ لَمَعَاتِ جَلَوَاتِ تَحَبُّبِكَ وَتَعَهُّدِكَ لِمَخْلُوقَاتِكَ، حَتَّي كَأَنَّ الشَّجَرَ الْمُزَهَّرَةَ قَصِيدَةٌ مَنْظُومَةٌ مُحَرَّرَةٌ، لِتُنْشِدَ للِصَّانِعِ الْمَدَائِحَ الْمُبَهَّرَةَ

. أَوْ فَتَحَتْ بِكَثْرَةٍ عُيُونُهَا الْمُبَصَّرَةُ لِتَنْظُرَ لِلْفَاطِرِ الْعَجَائِبَ الْمُنَشَّرَةَ

أَوْ زَيَّنَتْ لِعِيدِهَا أَعْضَاءُهَا الْمُخَضَّرَةَ لِيَشْهَدَ سُلْطَانُهَا آثَارَهَا الْمُنَوَّرَةَ. وَتُشْهِرَ فِى الْمَشْهَرِ مُرَصَّعَاتِ الْجَوْهَرِ. وَتُعْلِنَ لِلْبَشَرِ حِكْمَةَ خَلْقِ الشَّجَرِ

سُبْحَانَكَ مَا أَحْسَنَ إِحْسَانَكَ مَا أَبْيَنَ تِبْيَانَكَ مَا أَبْهَرَ بُرْهَانَكَ وَمَا أَظْهَرَهُ وَمَا أَنْوَرَهُ! سُبْحَانَكَ مَا أَعْجَبَ صَنْعَتَكَ! تَلأْلُؤُ الضِّيَآءِ بِدَلاَلَةِ حِكَمِهَا؛ مِنْ تَنْوِيرِكَ، تَشْهِيرِكَ. تَمَوُّجُ اْلاِعْصَارِ بِسِرِّ وَظَائِفِهَا- خُصُوصاً فِى نَقْلِ الْكَلِمَاتِ - مِنْ تَصْرِيفِكَ، تَوْظِيفِكَ. تَفَجُّرُ اْلاَنْهَارِ بِإِشَارَةِ فَوَائِدِهَا؛ مِنْ تَدْخِيرِكَ، تَسْخِيرِكَ. تَزَيُّنُ اْلاَحْجَارِ وَالْحَدِيدِ بِرُمُوزِ خَوَاصِّهَا وَمَنَافِعِهَا - خُصُوصًا فِى نَقْلِ اْلأَصْوَاتِ وَالْمُخَابَرَاتِ - مِنْ تَدْبِيرِكَ، تَصْوِيرِكَ تَبَسُّمُ اْلأَزْهَارِ بِعَجَائِبِ حِكَمِهَا؛ مِنْ تَحْسِينِكَ، تَزْيِينِكَ

AÇIKLAMA

Bütün o ağaçlar, Senin Kendini mahlûkatına sevdiren tahabbübünün ve arkasında sınırsız müjdeler bulunan taahhüdünün cilvelerindeki lem'alardan sızan ve onların ağızlarından damlayan katrelerle Senin sıfâtını niteliyor, isimlerini tarif ediyor ve san’at eserlerine tahabbübünü ve taahhüdünü tefsir ediyor. Öyle ki, güya çiçek açmış herbir ağaç, güzel yazılmış manzum bir kasidedir ki, o kaside San’atkârının engin methiyesini şâirâne, hal diliyle söylüyor.

Veyahut o çiçek açmış herbir ağaç, binler bakar ve baktırır gözlerini açmış, Fâtırının neşredilip sergilenen şaşırtıcı san’atlarına bir iki gözle değil, belki binler gözlerle baksın, tâ dikkatli olanları öyle baktırsın.

Veyahut o çiçek açan herbir ağaç, umumî bayram olan baharın içindeki hususî bayramında ve resmigeçit-misal bir anda, yeşillenmiş dal ve budaklarını en güzel süslerle süslemiş, tâ ki, onun Sultânı ona ihsan ettiği hediyeleri ve lâtif şeyleri ve nurlu eserlerini müşahede etsin. Hem İlâhî san’at sergisi olan yeryüzünde ve bahar mevsiminde, rahmetin süslerini halkın bakışlarına sunsun ve ağacın yaratılış hikmetini insanlığa ilân etsin.

Sen her kusurdan münezzehsin. İhsanın ne güzeldir Senin. Beyanın ne kadar âşikâr, burhanın ne kadar engin, açık ve münevverdir. Sen her kusurdan münezzehsin; ne kadar acaiptir san'atın Senin! Hikmetlerinin delâletiyle, ışığın parlaması Senin aydınlatman ve Senin teşhirinledir. Rüzgârın dalgalanması -hususan ses naklindeki- görevlerinin sırrıyla, Senin sevk etmen ve görevlendirmenledir. Faydalarının işaretiyle, nehirlerin çağlaması Senin depolaman ve emre boyun eğdirmenledir. Taşların ve madenlerin süslenmesi -hususan ses ve haberleşme naklindeki- özellik ve yararlarının remziyle, Senin tedbir ve şekillendirmenledir. Çiçeklerin şaşırtıcı bir hikmetle tebessümü Senin tahsinin ve süslemenledir.

 

تَبَرُّجُ اْلاَثْمَارِ بِدَلاَلَةِ فَوَائِدِهَا؛ مِنْ إِنْعَامِكَ، إِكْرَامِكَ. تَسَجُّعُ اْلأَطْيَارِ بِإِشَارَةِ إِنْتِظَامِ شَرَائِطِ حَيَاتِهَا؛ مِنْ إِنْطَاقِكَ إِرْفَاقِكَ. تَهَزُّجُ اْلأَمْطَارِ بِشَهَادَةِ فَوَائِدِهَا؛ مِنْ تَنْزِيلِكَ، تَفْضِيلِكَ. تَحَرُّكُ اْلأَقْمَارِ بِشَهَادَةِ حِكَمِ حَرَكَاتِهَا مِنْ تَقْدِيرِكَ تَدْبِيرِكَ تَدْوِيرِكَ تَنْوِيرِكَ. سُبْحانَكَ مَا أَنْوَرَ بُرْهَانَكَ مَا أَبْهَرَ سُلْطَانَكَ

اَلْفَصْلُ الثَّانِى

سُبْحَانَكَ لآ اُحْصِى ثَنَاءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلٰى نَفْسِكَ فِى فُرْقَانِكَ. وَأَثْنٰى عَلَيْكَ حَبِيبُكَ بِإِذْنِكَ. وَأَثْنَتْ عَلَيْكَ جَمِيعُ مَصْنُوعَاتِكَ بِإِنْطَاقِكَ. سُبْحَانَكَ مَا عَرَفْنَاكَ حَقَّ مَعْرِفَتِكَ يَا مَعْرُوفُ بِمُعْجِزَاتِ جَمِيعِ مَصْنوُعَاتِكَ وَبِتَوْصِيفَاتِ جَمِيعِ مَخْلُوقَاتِكَ وَبِتَعْرِيفَاتِ جَمِيعِ مَوْجُودَاتِكَ

سُبْحَانَكَ مَا ذَكَرْناَكَ حَقَّ ذِكْرِكَ يَا مَذْكُورُ بِأَلْسِنَةِ جَمِيعِ مَخْلُوقَاتِكَ وَبِأَنْفُسِ جَمِيعِ كَلِمَاتِ كِتَابِ كَائِنَاتِكَ وَبِتَحِيَّاتِ جَمِيعِ ذَوِى الْحَيَاةِ مِنْ مَخْلُوقَاتِكَ لَكَ وَبِمَوْزُونَاتِ جَمِيعِ اْلاَوْرَاقِ الْمُهْتَزَّةِ الذَّاكِرَةِ فِى جَمِيعِ أَشْجَارِكَ وَنَبَاتَاتِكَ

سُبْحَانَكَ مَا شَكَرْناَكَ حَقَّ شُكْرِكَ يَا مَشْكُورُ بِأَثْنِيَةِ جَمِيعِ إِحْسَانَاتِكَ عَلٰى إِحْسَانِكَ عَلٰى رُؤُسِ اْلأَشْهَادِ وَبِاِعْلاَنَاتِ جَمِيعِ نِعَمِكَ عَلٰى إِنْعَامِكَ فِى سُوقِ الْكَائِنَاتِ وَبِمَنْظُومَاتِ جَمِيعِ ثَمَرَاتِ رَحْمَتِكَ وَنِعْمَتِكَ لَدى أَنْظَارِ الْمَخْلُوقَاتِ وَبِتَحْمِيدَاتِ جَمِيعِ مَوْزُونَاتِ أَزَاهِيرِكَ وَعَنَاقِيدِكَ الْمُنَظَّمَةِ فِى خُيُوطِ اْلأَشْجَارِ وَالنَّبَاتَاتِ

AÇIKLAMA

Faydalarının delâletiyle, meyvelerin süslenmesi Senin nimetlendirme ve ikramınladır. Hayat şartlarındaki düzenliliğin işaretiyle, kuşların ötüşmeleri Senin onları birbiriyle anlaştırman ve konuşturmanladır. Faydalarının şehadetiyle, yağmur damlalarının titreşimi, Senin indirmen ve rahmet hâline getirmenledir. Hareketlerindeki hikmetlerin şehadetiyle, ayların hareketi Senin takdirin ve tedbirinle, döndürme ve nurlandırmanladır. Sen her türlü kusurdan münezzehsin; ne nurludur delilin, ne âşikârdır saltanatın Senin!

İkinci Fasıl

Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Senin övgünü ben ifade edemem, kemal sıfatlarını saymakla bitiremem. Sen ancak Furkan'ında kendi Zâtını övdüğün gibi ve Senin izninle Habibinin Seni övdüğü gibi ve Senin konuşturmanla bütün san’at eserlerinin Seni övdüğü gibi celâl sahibi bir zâtsın. Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Sana lâyık bir marifetle Seni tanıyamadık, ey bütün san’at eserlerindeki mu’cizeleriyle ve bütün yaratıkların nitelemesiyle ve bütün varlıkların tarifleriyle ancak tarif edilen Mâruf!

Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Sana lâyık bir zikirle Seni zikredemedik, ey bütün yaratıklarının lisanıyla ve kâinat kitabının kelimeleri olan bütün varlıkların nefisleriyle ve yaratıkların olan bütün hayat sahibi canlıların hayatlarıyla Sana sundukları tahiyyelerle ve bütün ağaç ve bitkilerin titreyerek zikretmekte olan bütün ölçülü yapraklarıyla zikredilen Mezkûr!

Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzehsin. Biz Senin hak şükrünü edâ edemedik, ey herkesin gözü önündeki bütün ihsanlarının övgüleriyle ve kâinat çarşısındaki bütün verdiğin nimetlerinin ilânlarıyla ve yarattığın varlıkların gözü önündeki rahmet ve nimetinin bütün ahengli meyveleriyle ve bütün ağaç ve bitkilerin dallarına dizilmiş bütün ölçülü ve düzenli çiçek ve salkımların hamdleriyle şükür ve övgüsü okunan Meşkûr!