Başbakan Erdoğan’ın 3 yıldır restorasyonu süren Ortaköy Camii’nin açılışında Ayasofya Camii için sarf ettiği sözler gündemdeki sıcaklığını koruyor. Vatandaşların Ayasofya için attığı feryada “Yan tarafta Sultanahmet’i bir dolduralım. Ama teravih namazlarında, bayram namazlarında değil. Sabah namazlarında dolduralım. Ondan sonra geleceğiz, önce bir onu halledelim” şeklinde cevap veren Başbakan’ın bu sözleri inananları derinden yaraladı.

 

 

Başbakan’ın Ortaköy Camii’nde Ayasofya feryatlarına verdiği cevapta unuttuğu bir şey var. Ayasofya Cemaati olmadığı için kapatılmadı. Mustafa Kemal’e ait olduğu iddia edilmiş olan sahte imzalarla hukuksuz bir şekilde kapatıldı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u feth etmesinin ardından fethin simgesi haline gelen Ayasofya’nın Camii yapılmış olmasını hazmedemeyen Hıristiyan Batı’nın türlü oyunlarıyla kapısına kilit vuruldu. 19 Aralık 2011 yılında Ayasofya’yı müze yapan 24.11.1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi’ndeki dönemin Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk imzasının sahte olduğu yazılmıştı. 

 

 

Başbakan Erdoğan’ın  her fırsatta Ayasofya için cemaat vurgusu yapması hafızaları biraz yoklamayı gerekli kılıyor. Çünkü fethin simgesi olan Ayasofya Camii müze bahanesiyle kapatılmadan önce en fazla cemaati olan camiydi. Fethin simgesine Müslümanların gösterdiği teveccüh biliniyordu. Buna rağmen Ayasofya’yı sahte belgelerle kapattılar. Hıristiyan Batı dünyasının hoşnutluğunu kazanmış oldular. 

 

 

Başbakan Erdoğan’ın görmediği bir hususun daha altını çizmek gerekiyor. Ayasofya’nın tekrar cami olarak ibadete açılmasını Sultanahmet’in dolmasına bağlayan Başbakan Erdoğan, cemaati dahi olmayan onlarca kilisenin, manastırın, havranın milyonlarca lira harcanarak açılmasına ne diyecek? Her yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinden milyonlar harcanarak ya restore edilen, restore edildikten sonra ibadete açılan kiliselerin turistlerden başka ziyaretçisi yok. Normal şartlarda cemaati dahi olmayan Akdamar Kilisesi ve Sümela Manastırı bu örneklerden sadece iki tanesi. Maçka’da bulunan Sümela Manastırı sadece turistler tarafından ziyaret ediliyor. Ayasofya kapatılmadan önce en çok cemaat toplayan camilerin başında geldiği bilinirken, Sümela’nın tarihinde toplu bir ayin yapıldığına dair bilgi ve belge yok. Hatta öyle ki Sümela Manastırı’nda Ortodoks inancına göre ibadet etme geleneği yok. Katolikler için de Sümela, sadece turistik bir alandan ibaret. Sümela Manastırı’na bölgede yeniden Pontus Devleti’ni canlandırmak isteyen Rumlardan başka dini bir anlam yükleyen bir topluluğa rastlamak neredeyse imkânsız. Yine Van’da bulunan Akdamar Kilisesi’nin hiçbir cemaati olmamasına rağmen ibadete açıldı.