Dr. Mahmut Katı’yı ebediyete uğurladık

Dr. Mahmut Katı ağabey ile Harran Üniversitesi’nde aynı kurumda çalışmamız itibariyle mesai arkadaşlığımız, aynı kitapları tefekkür etmemiz itibariyle ders arkadaşlığımız, onun ötesinde kardeşliğimiz ve bir o kadar da dostluk bağlarımız vardı. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri Anabilim dalı kurucularındandır. Onlarca araştırma görevlisi ve yüzlerce öğrencinin yetişmesine vesile olmuştur. İlk tanıştığımız yıllarda bilgisayarın ve yazıcıların az olduğu dönemlerde yanıma gelerek Risale-i Nur’dan birkaç parça lahikayı el yazısıyla hazırlayarak beraberce okuyup bilgisayara aktarır ve çıktısını alırdık. Daha sonra hazırlamış olduğu lahikaları fotokopi ederek münasip gördüğü arkadaş ve dostlarına dağıtır, onların da istifade etmesini sağlardı.

Çocuklara ve büyüklere duayı alıştıran doktor

Gençler, çocuklar ve hatta yetişkinlerle arasında yaş farkı olmasına rağmen onların seviyesine inerek, yeri geldiğinde büyük ile büyük, çocuk ile çocuk olur, onlar ile aynı ortamı paylaşır, güler yüzü ile bir dua halkası oluşturarak dua eder ve hep birlikte âmin demesini sağlardı. Duanın sonunda her zaman cebinde bulundurduğu kaliteli şekerlerinden büyük küçük herkese Bismillah diyerek Allah namına şeker ikramında bulunur ve Fatihalarla hamd ile şükür hasletini yaşar ve yaşatırdı. Vefat haberini benden öğrenen, küçüklüğünde evimizde yapılan ders sonlarında dualarına ve hediye şekerlerine şahit olan kızım ve oğlum çok müteessir oldular.

mahmutkati.jpgBahtiyar bir Nur talebesi

Mahmut ağabeyin kalbinde zerre kadar kin yoktu, düşmanı bile olsa ona öncelikle iyilikle yaklaşırdı. Onların ıslah olmasını ister ve dua ederdi. Hakkı ve doğruyu söylemekten asla çekinmezdi. Hiçbir yerde gıybet ettiğini duymadım. Saf Anadolu çocuğuydu, her kesim ve her cemaatle irtibatı vardı. Gönlü güzel, kalbi ince, ruhu kâmil insandı. 12 Eylül ihtilaline ve anayasasına şiddetle karşı çıktığı için Diyarbakır’da tutuklanmış ve 17 gün hapis yatmıştı. Fenafil-Üstad ve Fenafin-Nur olarak Rahman-ı Rahmana kavuştu. Ömrünün sonunda davasının kara sevdalısı olarak kendi hastalığına yakalandı. Son birkaç ay kendisinde değildi ama başucunda sürekli risale okuturdu. Kendine has ve detaylı duası vardı. Her dua yaptığında yanındakini öncelikle dua moduna hazırlar, gerekirse dakika ve saniye bile söyler ve kabulü için kendisi ile beraberce âmin denmesini isterdi.

İhlasın ve samimiyetin zirvesinde bir ağabeydi. Dürüst, mert, samimi, fedakâr ve vefakâr bir nur talebesiydi. Özü ve sözü doğru, mükemmel bir insandı. Başkasına eğilmeyen, kula kul olmayan nitelikleri vardı. Sessiz bir hazineydi. Yürürken, otobüsteyken tanıdık olsun olmasın herkese Allah’ın selamını verip doğru şeyleri anlatırdı. Paraya değil de insana değer veren, insanların onu anlayamayacağı kadar bir inceliğe sahipti, kendi deyimiyle dürüst, dost, demokrat bir kişiliği vardı. Yardımseverdi, öğrencileri tarafından çok seviliyordu. Çalıştığı hastanede ‘Sağlıkta Pozitif Düşünce Kulübü’nün danışmanı idi.

Hadîs-i sahihte vardır ki: ‘En ziyade musibet ve meşakkate giriftar olanlar, insanların en iyisi ve en kamilleridirler.’ Başta Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm, enbiyalar, evliyalar ve sonra ehl-i salâhat çektikleri hastalıklar ve musibetlere birer ibadet-i halise birer hediye-i rahmaniye olarak bakmışlar ve sabır içinde şükretmişlerdir. Mahmut hocam bu sırra mazhar olmuş bir akademisyendi. Her zaman hastaların imdadına Hastalar Risalesi ile yetişirdi. Sürekli insanlara ayak üstü nasihat ederdi. Zamanımızda yaşayan misaline arz rastlanan veli bir şahsiyeti vardı. İnandığı gibi yaşayan adam, hayatında hep hakikatlerin yanında yer aldı, muhakkik, adaletten yana tavır alır, güçlünün yanında değil zulmün karşısında yer alırdı. Haklının ve hakkın yanında olur, Hakkın hatırını halkın hatırına tercih eden samimiyet, ihlas ve fedakârlık timsali bir şahsiyetti. Ders esnasında sehven hatalı okunan yerleri anında tashih eder, kitapta dizgi ve baskı hatalarını anında fark ederdi. Bu anlamda iyi bir okuyucu ve dinleyici olması yanında zekâsı çok keskindi.

Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun, Peygamberimize (sav) ve üstadı Bediüzzaman hazretlerine komşu olsun inşallah. Tüm dost, akraba ve kardeşlerimize başsağlığı diler, Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ederim. Taziye programına öncülük eden Gap Kültür Araştırma ve Kalkınma Derneği (GAPDER) mensuplarına, emeği geçen kardeşlerimize ve tüm katılımcılara, Kur’an tilaveti ve hatim duası okuyan arkadaşlarımıza, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen tüm dost, arkadaş ve kardeşlerimize ayrıca teşekkür ederiz. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
12 Yorum