Namaz kılmak için izin vermeyen hakime Said Nursi'nin söyledikleri

Namaz kılmak için izin vermeyen hakime Said Nursi'nin söyledikleri

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri mahkeme sırasında namaz vaktinin geldiğini söylemiş ancak hakim izin vermemişti. Bir anda ayağa kalkan Bediüzzaman'ın söyledikleri salonda yankılanmıştı

RİSALEHABER

Mustafa Acet, uzun yıllar Diyanet İşleri Başkanlığında hattat olarak vazife yapmıştı. 1924 yılında Emirdağ'da doğan Acet, 1948 ve 1961'de Risale-i Nurları okuduğu için mahkemelere verilmiş ve hapishanede kalmıştı. 17 Ocak 1990'da Medine-i Münevverede rahmet-i Rahman'a kavuştu. Vefat yıldönümünde rahmetle anıyoruz.

Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili bazı hatıralarını şöyle anlatmıştı:

NAMAZIN HUKUKUNU MÜDAFAA İÇİN BURDAYIZ

Uzun süren Afyon mahkemesinin bir celsesinde namaz vakti gelmiş geçiyordu. Üstad Bediüzzaman namaz için izin ve müsaade istediği halde, adamlar razı olmuyorlardı. Bir an celâllenen Nur Üstadın şehlâ gözleri şimşekler gibi parlamış, o pâk alnındaki damarları parmak gibi kabararak âdeta dışa fırlamıştı. Savcıya asrımızın sultanı Ulu Üstad şöyle gürlemişti:

"Biz namazın hukukunu müdafaa için burada bulunuyoruz. Bizim bundan başka bir suçumuz yoktur."

HAPİSHANEDE KUR'AN'I, TECVİDİ ÖĞRENDİM

"Afyon hapsine Üstad Bediüzzaman'la birlikte girdiğimiz zaman, yirmi üç yaşındaydım. 1947'de askerden yeni gelmiştim. Ceylan Çalışkan benim akrabamdı. İlk defa Üstad Bediüzzaman'a beni o götürdü. Heyecanla, bu görüşme gününü beklemiştim. Daha önce kıymetli eserlerini okumaya başlamıştım.

"Afyon hapsine benim girişim, bir isim benzerliğinin neticesidir. Terzi Mustafa girecekti, benim de adım Mustafa olduğu için bu piyango bize isabet etti. Kader-i İlâhinin bir rahmeti oldu. Hapishanede Kur'ân harflerini öğrendim, yazı yazmaya başladım. Kur'ân okumayı ilerlettim.

"Afyon hapsi gerçekten benim için bir 'Yusufiye Medresesi' oldu. Orada tecvidi öğrendim. Hapishaneden çıktıktan sonra, on yıl Emirdağ'da imamlık yaptım. On dört yıldır da Diyanet İşlerinde hattat olarak görev yapıyorum. İşte bunlar Üstadla olmanın, ona gönül vermenin, sadece dünyada görülen küçük bir meyvesidir. Hapishaneden çıktıktan sonra, 1951'de imam oldum, 1960'a kadar hizmetimiz oldu. Hapis hayatımız 11 ay sürdü.

İSLAM DÜNYASI HABERLERİNİ TAKİP EDERDİ

"Üstad, gazetelerde bilhassa İslâm dünyası ile ilgili haberleri takip ederdi. Büyük Cihad, Hür Adam, Ehl-i Sünnet ve Büyük Doğu mecmualarını takip ederdi, okutturudu. Ben de bazen kendilerine okurdum.

BU VATANIN SAADETİ İÇİN ÇALIŞIYORUM

1948 senesinin arifesinde Üstadın evine bir komiser, iki polis memuru gelmişti. Onlara aynen şunları söyledi: "Siz beni gözetlemeye geldiniz. Benim hatt-ı hareketim meydandadır. İslâmiyet ve bu vatanın saadeti için çalışıyorum."

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum