'Yüzyılın en büyük insan hakları ihlali Suriye'de yaşanıyor'

'Yüzyılın en büyük insan hakları ihlali Suriye'de yaşanıyor'

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Demir, "Suriye'de son yüzyılın en büyük insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Ancak tüm dünya bu duruma kör ve sağır." dedi.

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Abdullah Resul Demir, "Suriye'de son yüzyılın en büyük insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Ancak tüm dünya bu duruma kör ve sağır. Son rakamlara göre Mart 2011'den Kasım 2017'ye kadar çıkan çatışmalarda ve hapishanelerde işkence edilerek öldürülen sivillerin sayısı bağımsız gözlemcilerin raporlarına göre en az 465 bin." dedi.

Birleşmiş Milletlerin (BM) 10 Aralık 1948'de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabul edilmesiyle birlikte 69 yıldır her yıl 10 Aralık "Dünya İnsan Hakları Günü" olarak kutlanıyor.

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Abdullah Resul Demir, Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada yaşanan hak ihlallerini anlattı.

Demir, Suriye, Irak, Arakan, Afganistan, Filistin, Mısır ve Afrika'nın hemen hemen tüm ülkelerinde insan hakları ihlalleri yaşandığını söyledi.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin ön sözünün başında "İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyetin ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun, hürriyetin, adaletin ve dünya barışının temeli olmasına" ifadesinin yer aldığını anımsatarak, öncelik olarak barış, eşitlik ve adaletin tesis edilmesinin genel hedef olduğunu ifade etti.

Suriye, Irak, Arakan, Afganistan, Filistin, Mısır ve Afrika'nın çoğu ülkesinde yaşayan insanların, en temel haklarından dahi mahrum kaldığını anlatan Demir, "Suriye'de son yüzyılın en büyük insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Ancak tüm dünya bu duruma kör ve sağır. Son rakamlara göre Mart 2011'den Kasım 2017'ye kadar çıkan çatışmalarda ve hapishanelerde işkence edilerek öldürülen sivillerin sayısı bağımsız gözlemcilerin raporlarına göre en az 465 bin. Bu rakamın 26 bin 466'sı ise çocuk. 13 milyon insan mülteci oldu, 3 buçuk milyon çocuk temel haklardan biri olan eğitim haklarından mahrum kaldı. Öte yandan son üç yılda 162 kez kimyasal silaha başvuruldu." dedi.

"Avrupa, savaş mağduru insanları ülkelerine almamak için sınırlarına dikenli teller dahi ördü"

Bugün gelinen noktada Batı hariç diğer pek çok bölgede savaş, soykırım, doğal afet, sömürü ya da istismar gibi nedenlerden ötürü insan hakları ihlallerine şahit olunduğunu belirten Demir, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 14'üncü maddesinde 'Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir' ifadesi yer alır. Fakat uygarlıkta, medeniyette hep en önde olduğunu vurgulayan Avrupa, savaş mağduru insanları ülkelerine almamak için sınırlarına dikenli teller dahi ördü. Biz Uluslararası Mülteci Hakları Derneği olarak 2016 yılında Avrupa'daki mülteci kamplarını ve mülteci toplama alanlarını gezdik, raporlama yaptık. Ne yazık ki korkunç verilere ulaştık. Avrupa, kendisine sığınan Müslümanları din değiştirmeye zorluyordu. Ayrıca ülkelerine giren azınlık sayıdaki mülteci çocuklar da organ ve fuhuş mafyalarının pençelerine düşmüşlerdi. Yaptığımız araştırmalara göre Avrupa'ya giriş yapan 150 bin refakatsiz çocuktan 12 bini kayıp. Bu çocukların çocuğunun anne, babası olmadığı için kimse hesabını sormuyor. Öte yandan 3 bin kadından haber alınamıyor. Almanya ise mülteci çocukları ailelerinden kopararak evlat edinen trans çiftlere ayda 900 euro maaş veriyor."

Demir, Birleşmiş Milletler'in "10 Aralık İnsan Hakları Günü" ve dolayısıyla imzaladıkları bildirgeyi korumak için her türlü mücadeleyi sürdürmeleri gerektiğini ancak 69 yıldır her geçen gün insan hakları ihlallerinin giderek arttığını aktardı.

Irak'ta, ABD işgalinden sonra gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri had safhaya çıktığını ifade eden Demir, şu bilgileri verdi:

"Musul, Sincar, Telafer gibi bölgelerden tam 4,2 milyon insan göç etmek zorunda kaldı. Bugün Irak'ta 11 milyon insan yardıma muhtaç, 2,9 milyon insan açlık sınırı altında yaşıyor. En basitinden 4 milyona yakın çocuk okula gidemiyor. Bunu bölgenin geleceği açısından düşündüğümüz zaman çok karanlık bir tablo gözümüze çarpıyor ne yazık ki. Çünkü, Birleşmiş Milletler zamanında ABD’ye işgal sırasında, 'durun insan hakları var' diyemediği gibi ABD'nin silahları ile bölgede hüküm süren terör örgütü DAEŞ'e karşı da kınama ifadesinden başka bir söz söylemiyor."

"Arakan'da yaşanılanlar tam anlamıyla bir vahşet"

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Demir son dönemde gündeme gelen Arakan konusunda, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 5'inci maddesi "Her bireyin uyrukluk hakkı vardır" ve 9'uncu maddesi "Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez"e atıf yaparak, Arakan'da merkezi yönetimin Müslümanlara kimlik vermediğini, onları insan olarak dahi kabul etmediğini ve kasıtlı olarak bu insanlara sadece Müslüman olmaları sebebiyle soykırım uygulayıp, vatanlarından çıkarttığını kaydetti.

BM'nin Arakan'da yapılan katliamları ve soykırımı sadece kınadığını aktaran Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çok şükür ki 2011 yılında, olaylar yine arttığı dönem, Türkiye en önde yardıma koşmuştu, bugün de Türkiye'den başka konunun üstüne eğilen ve destek olan başka bir ülke yok. Halbuki orada yaşanılanlar tam anlamıyla bir vahşet. Katliam, tecavüz, soykırım devlet eliyle teşvik ediliyor. Olayların başladığı 25 Ağustos tarihinden bu yana Bangladeş'e kaçanların sayısı 500 bini buldu ve bu göçler devam ediyor. 69 yıl önce İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni imzalayan bu ülkelerin dünya üzerinde yaşanan bunca duruma hep sessiz kalması ve sadece usulden kınama ile yetinmeleri tam anlamıyla bir hukuk cinayeti ve vicdansızlıktır ve bana göre bu beyanname Birleşmiş Milletler için helvadan yapılan bir puttur."

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.