Yuvarlak masada nasıl haksız çıktım?

Her sabah bizim yuvarlak masaya bir haber damgasını vurur...
O haber bazen ‘manşet’ olur bazense hararetli bir tartışmadan sonra bir kenara konulur...
Önceki gün Hrant’ın ölüm yıl dönümünü konuştuk.
Ve çok kapsamlı bir Hrant dosyası ile çıktık...
Ölümünün 4. yılında ‘hâlâ yerde...’
Sevenleri onunla ama adalet bilinmez bir yerde...

***

Dün ise üniversitelerde başörtüsü yasağı vardı gündemimizde.
“Nerden çıktı?” demeyin çünkü benim de ilk tepkim öyle oldu.
Ama yuvarlak masada yaptığımız tartışma ve gün içinde yaşanan gelişmeler beni fazlasıyla haksız çıkardı!

***

Habermerkezi’nden arkadaşlar geniş bir ‘fiili durum’ dosyası hazırlamış…
Büyükşehirlerden taşraya birçok üniversitede başörtüsünde ‘son durum ne?’ onu araştırmışlar.
Hoca, öğrenci, üniversite yönetimi, hukukçu ve ailelerle görüşülmüş…
İlk sonucu hemen söyleyeyim...

YÖK’ün kıvrak müdahalesi sonucu üniversitelerde başörtüsü yasağı resmen olmasa da ‘fiilen’ bitmiş durumda.

Bazı arkadaşlar tam emin olmak için başörtüsü yasağının yoğun yaşandığı birkaç okulun daha yerinde incelenmesi gerektiğini söylediler...
Haber tamamlanmak üzere yarına bırakıldı...

***

Fakat ben dayanamayıp sordum: “2011 yılında bu masada hâlâ üniversitelerde başörtüsü yasağını mı tartışıyor olacağız?”

Yuvarlak masanın tecrübeli bir sakini “Ama 20 yıldır tartışıyoruz” dedi. Haklı...
20 yıl olsa iyi 1970’lerde başlamış bu tartışma. 1990’lardan sonra medyanın da siyasetin de en sıcak konusu olmuş…

Toplumun büyük bir kesiminin üniversitede başörtüsü ile ilgili bir sorunu olmadığını anketlerden biliyoruz.

AK Parti ve MHP başından bu yana yasağın kalkmasını istiyor…
Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP de üniversite ile sınırlanmak kaydıyla başörtüsü yasağını çözmekten yana güçlü sinyaller verdi.
Zaten YÖK biraz da bu siyasi yumuşamaya güvenerek bir genelgeyle üniversitelerde sorunu ‘fiilen’ çözdü.

İşte tüm bunları dikkate alarak ‘fiili durumu’ tespit edelim ama “Ben artık üniversitelerde başörtüsü yasağıyla ilgili bir haber okumak istemiyorum” dedim...
Biraz temenni biraz da yumuşayan iklime güvendim…

***

Sen misin güvenen?
Daha biz toplantıyı bitirmeden haber kanallarından altyazı geçmeye başladı…
“Danıştay ALES sınavına başörtüsü ile girilmesine bir kez daha set çekti.”
ALES ne?

Üniversite sonrası çalışmalar için girilen sınav.
Tam ben “üstü örtülü bir siyasi mutabakat oluştu üniversitelerde artık bu sorunu konuşmayız” derken Danıştay yüksek lisans ve doktora yapmak için girilen sınava “Başörtüsü ile giremezsiniz” dedi.

Gerekçe muhteşem…
Sonbaharda yapılan düzenlemede adayların başı açık fotoğraf çektirme ve başı açık sınava girme zorunluluğu kılavuzdan çıkarılmış.

Danıştay 8. Dairesi bu düzenlemenin yürürlüğünü durdurma kararı almış. Neden mi?
‘Başvuruda bulunan erkek ve kadın adayların fiziksel olarak teşhislerinde güçlük oluşacağı ve sınav güvenliği açısından olumsuz sonuçlar doğabileceği için…’ Ama ne önemi var…

Önemli olan 2011 yılında seçimlere 5 ay kala üniversitelerde fiilen yasak kalkmışken Türkiye hâlâ yüksek lisans ve doktora sınavlarında başörtüsü yasağını konuşsun…
Salaklık bende…
Kalkmış bizim yuvarlak masada bu konunun haber değeri olmadığını savunuyorum!

Radikal
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.