Bu satırlar kaleme alınırken, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği kanlı saldırı yüreklerimizi yaktı.
İster Siyonizm, ister Yahudi katliamı… Ne derseniz deyin, sonuçta olan masum kadın ve çocuklara oldu… Sistemli bir katliam dün vardı, bugün de devam ediyor.
Hükümet cenahından İsrail’e sitem var:
“Bu Türkiye’ye saygısızlık.”
Sahi mi?

Sanki Yahudilerin umurundaydı. Bu katiller 60 yıldır “saygısızlıktan” öte dünyanın gözü önünde kan döküyor!
İsrail’in önde gelen parti liderleri bile bakın ne kadar masum(!):

Kadima Partisi Lideri Bayan Livni:
Eski Mossad ajanı ve Avrupa başkentlerinde Filistinlileri katletmiş.

İşçi Partisi Lideri Ehud Barak: Eski bir Mossad ajanı ve o da Beyrut’ta Filistinlileri doğramış.

Likud Partisi Lideri Benjamin Netanyahu İsrail’de en bağnaz ve saldırgan kesimin temsilcisi… (Hüsnü Mahalli, Yeni Şafak)

Aslında bu gerçek sizi şaşırtmasın. Çünkü İsrail teröristler tarafından kurulmuş ve teröristler tarafından yönetilen tek devlettir!

Yakın tarihe bakalım:
BM tarafından Filistin topraklarına yerleştirilen ve silahlı eğitim görmüş yetmiş beş bin Yahudi militan bulunuyordu. Bu silahlı militanların mevcut Yahudi terör örgütlerine göre dağılımı ilginç: Haganah: 60 bin, Balamah: 5 bin, Irgun: 5 bin, Şatiron: Bin… Diğer 4 bin terörist de bunların dışındaki küçük terör örgütlerine mensuptu… İşte İsrail bu terörist militanlar tarafından kurulmuş ve yöneticileri de onların arasından çıkmıştır.

İsmi geçen terör örgütlerin ilginç bir taktiği vardı: Bu gruplar birbirinden ayrı hareket ediyor, zaman zaman birbirlerine karşı tavır alıyormuş gibi görünüyorlardı. Aslında tam bir işbirliği içindeydiler. Kuruluşun gerçekleşmesinden sonra tamamen birleştiler. Çünkü birinin işlediği eylemden diğerinin sorumlu tutulmuyordu.
Konuyu dağıtmadan… İsrail, terör örgütlerin kucağında büyüdü. Dolayısıyla yöneticileri de terör örgütlerinde yetişmişti.

İsrail’in ilk Başbakanı Ben Gurion: İngiliz manda yönetimi tarafından tutuklama kararı çıkarılan ve Yahudi terör örgütleri arasında ortak koordinasyon kurulmasını sağlayan kişidir. Çeşitli eylemler gerçekleştirdi.

İsrail’in ilk Kadın Başbakanı Golda Meir: 16 yaşından itibaren terör örgütleri içinde faaliyet göstermiş biri… Ben Gurion’un terör örgütlerinde faaliyette bulundu. Filistin’de İsrail’in kuruluşundan önce oluşturulan Yahudi Konseyi’nin ileri gelenlerindendi.

İsrail’in Kadın Başbakanı Menahem Begin: 1943’ten itibaren Irgun terör örgütünün liderlini yapmıştı… Deir Yasin Katliamı, Kral Davud Oteli’nin havaya uçurulması eylemleri onun militanları tarafından gerçekleştirildi. O kadar savaşçıydı ki, aynı Begin, 1978’de Nobel Barış ödülüne layık(!) görüldü.

Beyrut Kasabı’nı bilmeyen yok… İsrail’in Eski Savunma Bakanı, Eski Başbakan Ariel Sharon, aynı zamanda Kibya, Sabra ve Şatilla katliamın da sorumlusu… Sharon tam gözü dönmüş bir teröristti…

28 yıl Kudüs Belediye Başkanlığı yapan Teddy Kollek, İsrail’in kuruluşundan önce pek çok kanlı terör eyleminin sorumlusu Haganah terör örgütünün ileri gelen elemanlarındandı. Kollek aynı zamanda silah kaçakçısıydı.

Daha sayalım mı?
İsrail eski Başbakanı İzak Rabin’e ne demeli? 18 yaşında, Yahudilerin önemli terör örgütlerinden olan Irgun’un askeri kanadı durumundaki Gizli Palmach Ordusu’na katıldı. 1948’de Kudüs çevresindeki çatışmaların komutanlığını yaptı.

Toparlayalım:
İsrail üst kademe yöneticilerinin büyük bir çoğunun terör örgütlerinden yetişme olduğunu bilmeyen yok. Terörist bir devletin, terör üretmesi kadar doğal ne olabilir?

[email protected]