Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Yeni tanrıçalar çağına hoş geldiniz

Ekran 1-Çorum'da takıyı sahiplenme tartışmasından aileler birbirine girdi düğün iptal edildi gelinlik çöpe atıldı.

Ekran 2-Apartman komşum aylardır yoktu. Sordum tıpta okuyan tek kız çocuğu doktor olup, ana baba şehrinde görev alınca babayı evden sepetlemişler. Adamcağız 60 yaşında ve sadece karısı ve kızı için yaşıyordu. Yöneticimizin anlattığına göre evin her işini o yapıyormuş.

Ekran 3-Tanıdık bir adam tavuk kesmekten korkardı ama sevgili eşinin aile fertlerini katletti intihardan kıl payı sıyırdı.

Ekran 4-Yargıtay düğün takılarının kıza verilmesine hükmetmiş kız da annesine tabi. Kız ve oğlana vermeyi akıl edememiş. Kız oğlan dediysek 30'una merdiven dayayan yıllardır çalışan adamlar. Bu yüzden düğün mevsimlerinde yüzlerce aile birbirine giriyor düğünleri çıkmaz ayın son çarşambasına öteleniyor. Hukuk bu hukuk guguk değil!

Ekran 6-Her yıl nüfus artmasına rağmen,
a-Her yıl evlenenler azalıyor bir.
b-Her yıl evlenenlerde bir önceki yıla göre boşanma oranları daha da artıyor.
c-Her yıl bir önceki yıla göre evlenme yaşı devamlı yükseliyor. İstatistikler yalan söylüyorsa bilmem.

Durum bu ve daha fazlası. Herkesin gözü önünde yaşanıyor trajik hayatlar.

Görünmeyen, bilinmeyen ve yazıcı, kameracı meleklerin kaydettiklerini bilmiyoruz. Ama cinayetler 8 milyonun gözü önünde işleniyor seyircilerin gözünden zırnık yaş gelmiyor. Anlık mahkemelerle istediklerini mahkum edip sallandırıyorlar.

Çekirdekte insan sorunu, meyvede aile sorunu, bahçede toplum sorunu, tepede devlet sorunu. Dünyada insanlık sorunu. İnsanlıkta imtihan sorunu, imtihanda ahir zaman sorunu, ahir zamanda iman ve ruh sorunu. Türkiye'de bence en başta nur talebesinin sorunu ve sorumluluğu...

Kadın ifsat komiteleri en tepelerin en etkili yerlerine mi sızdı? 308 yıl önce 1710'da İngiliz meşhur casusu Mr Hempırın raporu: "... yaptığımız araştırmalarda, Müslüman ülke insanlarının bugünkü durumuna dair 20 maddelik bir rapor yazdık."

308 yıl önce varılan sonuç: "Müslüman toplumunda kadının hiçbir işe yaramadığı, faydasız bir varlık olduğu inancını yerleştirmek." (Yasemin Güleçyüz)

"Eyvah dedim" Üstad Said Nursi.
"İnsanın, hususan müslümanın tahassüngahı (sığınağı) ve bir nevi Cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmaya başlamış?" dedim.
Sebebini aradım.

"... biçare nisa taifesinin gafil kısmını dahi yanlış yollara sevketmek için bir iki komitenin tesirli bir surette, perde altında çalıştığını hissetim ve bildim ki, bu millet i İslama'a, bir dehşetli darbe o cihetten (gizli komitelerden) geliyor." (bknz Hanımlar Rehberi s.14.)

(Bu yazının yer aldığı 24. Lema 1934'te Barla'da yazıldı. Yazdırıldı desem yanlış olmaz. Allah'ın dilemesi ve sünuhatıyla (kalbe ihtar ve doğuş) şeklinde yazıldı. (bknz Eski Said Eserleri s, 1001.)

"İkincisi; Fıtraten kadın zaafı için (zayıf olduğundan), maişet noktasında bir yardımcıya muhtaçtır." (Emirdağ L.s 292/93.)

Ne büyük bir çam devirdim be abi biliyorum. Ama Üstad devirmedi tabi. 

Kapitalizim kadını yuvasından sokağa ve iş yerine gönüllü sürüklemiş oldu. Ama bu tacize girmez tabi. Kandırmaya girer ama.

Para kazanıp ayakları üstünde durmalıydı kocasının eline bakmamalıydı. Çocuklarını daha iyi beslemeliydi. Kendine iyi bakmalı erkek gibi giyinmeli erkek gibi yürümeli ve kasılmalıydı. Toplumda hakettiği yeri almalıydı agoraya çıkmalıydı. Aile gelenek ve dinler boyunduruğundan kurtulmalıydı. O "yaratandı varedendi o bir tanrıçaydı."
Tacını Yunan, Roma, Arap, Mısır vb. her yerde olduğu gibi tanrıçalığına geri dönmeliydi.

Ve döndü. Dönüşü muhteşem oldu.
Tüm kadınlar tanrıçalık yoluna dizildi.   

Şimdi kuaföre haftada birkaç saat ayırıyor. Oturduğum uzun caddede en çok kuaför dükkanı var, yenileri açılyor. Yemin ediyorum. İnanmayan gelsin beraber sayalım!

Emeklilikten sonra ikisi de tekrar çalışıyor. Elin ürettiği taksiler son model. Devamlı model değiştirme konuşuluyor. Evler, yazlıklar, torunlara düşünülüyor. Çalıştığım öğretmen arkadaşlar vardı. Torunlarının işyeri borcu için emekli olmadıklarını söylüyorlardı.

Ama fermuar fora derse giriyor çocuklar ona ve arkadaşlarına soytarılık yapıyor, biçimsiz kahkahalar öğretmen odasından duyuluyordu. Öğretmenlerin azı hüzünlü iken çoğu bu acı hikayesine gülüşüyordu. İnanın yani.

Bu arada hastalıklar ve masraflar artıyor. Hırs hırsı haram haramı kovalıyordu. Ama olsun çoğumuz oruçlu, namazlı hatta dindardı. Ama üniversiteli çocuğu kültürsüz, eğitimsiz ve de görgüsüzdü. Kitap mitap da okumazdı. Test kitapları hariç. Onları atlıyamayız onlar nimet babası ve de fetişleri 

Bazı çocuklar hızlı arabadan ölüyor bazıları uyuşturucudan. Bazen tek çocuğunu kaybedip çocuksuz kalıyor, bazen sakat hasta bir yavruya bakıyordu. Olsun bunlar kaderdi işte.

Ama Allah'ın ve kendinin bildiği ve de hatırlamak istemediği ebeveyn kusurlarından, hırslarından olduğunu en yakın arkadaşlarına ağlayarak anlatıyordu.

Çok üret, çok kazan, çok tüket!
Çağın batıl ayetleri en başta bu sözler.
Arkası yok, önü yok, ibadet yok, tefekkür yok, durmak yok. Unutmak uyuşmak için her şey çok. İçki kumarın papucu dama atıldı.

Toplum, devlet zengin, fert fakir ve hırslı, tamahkar, bencil. Ye devlet ye. 

Silahlanmaya devam. Kahrolsun düşmanlar. Bir meşrubat cirosu kaç ülkenin bütçesine denk. Dudak ruhu bilançosu Açlık sınırının altındaki milyonları sınırın üstüne çıkarmaya yeter. Bunların tamamını Yahudi üretiyor ve kazanıyor. (Kıristiyan diyorum konuşmalarını hatırlayan mutlaka çıkacaktır.)

"Onlara söyle ki' ancak Allah'ın lütuf ve rahmetiyle ferahlasınlar. Bu durum onların dünyada toplayadurduklarından daha hayırlıdır." (Yunus Suresi 58.) 

Hanımlar, dindar kadınlar tasarruf uzmanı olmak zorunda. Bu şükürdür. Şükür nimeti artırır. Bereket dolar kadar, altın kadar reel bir gerçektir. Yaşayana sorulur.

İman, Kur'an, din, risale hizmeti düşünmesi ve koşturması rızkı artırır, geçimi kolaylaştırır. Bilenlere sormalı çünkü yapan bilir bilen konuşur. Rahmetli Halil Uslu gibi diyelim, arif olan anlar bizi. ,

Yine analar hem kendilerini hem bizi kurtacak. Analarla emperyal ve kapitalizme meydan okuyacağız. Ama tasmalı tüketim çekirgesi olarak, onların girdiği kertenkele deliğinde keramet arayarak değil. Yoksa bize yeni bir kadın yeni bir ana lazım. Erkek dediğin gölge etmesin yeter...   

Özgürlük ah özgürlük

Yaşadığımız dünyada, özgürlükçü görünen bir söylem hakim. Oysa özgürlük sadece görünüşte. Gerçekte insanlık bu kadar totaliter bir zaman görmedi. Devamlı şekilde herkese, gündelik hayatın dışına çıkamayacakları telkin ediliyor, dayatılıyor. Sürekli kapitalizim mabedi avm'lere sihirli sevkiyatlar yapılıyor.

Geçen yüzyılda ailenin özünü oluşturan fonksiyonlar şimdi etkisizleşti ve silikleşti. Yerine de bir şey konamıyor. İnsanlık ve toplumsal erezyonu. 

Çocuk nerdeyse ailenin dışında büyüyor (büyütülüyor!) Evdeki saatler, tv akıllı! Cihazlar karşısında geçiriliyor. Hasta ve yaşlılara evde bakılmayınca, dede, nine değeri çocuklara aktarılamıyor. İnsanlar evde birlikte çok az yemek yiyor, yemek tek yeniyor. Bu yüzden "2 kişinin yemeği 4 kişiye 4 kişininki 8 kişiye yeter" bereketi oluşmuyor. Peygamber Efendimizin (asm) hadisi şerifi.

İnsan mutfak, tuvalet ve tv arasında mekik dokur gibi. Baba toplamda iki numaralı aktör bile değil. O bir modern inek sanki! Ya da, "parababa matik."

Çocuklar ve anne babayı eziyor ve yönetiyor. Şimdi enaniyet atına binmiş, sanal/gerçek karışımı biyoniklerin geçit törenindeyiz. Aynalar ve ekranlar içiçe ve görüntüler sınırsız. Herkes kendince bir insan tanrı olma ihtirasında burnundan soluyor. Başrolü dişilere, tanrıçalara layık görmüş tanrılar. Şimdi herkes ya müennes tanrıça veya müennes tanrıçalaşma yolunda acıınası müzekkerler.

Resul boşa demedi. "Ahir zamanda kadınlar erkekleşecek, erkekler kadınlaşacak."

Eski Yunan, Roma, Mısır, Arap tanrıçaları solda sıfır kaldı ve bunlara hasetinden çatlıyacak sanki. (Essalatü vesselami aleyke ya Rasulallah.) 

Çoğunluk iki veya tek yavruyu bakıcı kadınlar, yetiştirme evleri (kreş) çizgi film ve şeytani, nefsani görüntü sağnakları eğitiyor artık.

Sonra çeşitli ve paralı öğretmenler. İkinci, üçüncü babalar ve anneler. Bir de affedersiniz sıralı sevgilileri.. Sanallık fıtri gerçeğe baskın ve tepeden bakıyor. İşte insan tanrılaşıyor. Bu gerçek, en büyük yahudi, hıristıyan ve Roma hırsı ve en birinci iman hedefidir. 

Bölünüp parçalanan çocuk kimlik ve kişiliği kapanın elinde. En cazip ve şuuraltı mesajlarla beyin yıkayanlar ana belirleyici. Bunun adı şeytani, nefsi ve hevesi karışımı diktatörlüğün yavruyu eğitmesi demek.

Yecüc Mecücün çıkması için ne kaldıki şuracıkta. İnsan bir yanda egosantrik ben merkezci enaniyet heykeli gibi diğer yanda merkezi kainata iyice dağıtmış gibi. Eve kapanan bilmem hangi harfli kuşak evrenlerde özgürce sörf yapıyor. Anne ölüp koksa haberi olmayacak. İletişim yakınlara uzak ve kapalı, uzaklara yakın ve açık gerçekleşiyor artık. İnsanoğlunun tüm zamanlardaki en dehşetli tırajedisi bu.

Fanatizim çok normal ve gerekli duruyor. Her şeyi bilen özgüven patlamalı paranoid kişilikler. Eneli, benlikli, insan sıfatlı buz küreleri yuvarlanıp duruyor. (bknz Yalnızlık zamanında aşk.Erol Göka Y.Şafak, yazısındaki bazı kelime ve cümleleri az değiştirdiğim için Erol hocamdan helallik istiyorum.)

Uzattık gibi geldi bana. Kapatıyoruz. "Zaman yaklaşır öyleki bir yıl bir ay gibi bir ay bir hafta gibi bir gün bir saat gibi bir saat anda yanıp biten hurma dalı gibi akıp geçer." (Hadis-i Şerif.) Bu ahir zaman insanının zaman algısıdır

Allah'ı unutan, Allah'ın da bu yüzden kendilerini (nefislerini) unutturduğu kimseler gibi olmayın..." (Haşir S.19.)

Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke ya Rasulallah.
Elfü elfi salatin aleyke ya habiballah.
Elfü elfi salatin aleyke ya emine vahyillah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum