Vesayet rejimi Bediüzzaman’a korkunç zulümler yaptı unuttuk mu?

Vesayet rejimi Bediüzzaman’a korkunç zulümler yaptı unuttuk mu?

Mehmet Şevki Eygi: Vesayet rejimini destekleyen Müslümanlarda hiç akıl, vicdan, basiret kalmadı mı?

Risale Haber-Haber Merkezi
 
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevki Eygi, vesayet rejiminin geri dönmesinin Müslüman çoğunluk için büyük felaket ve yıkım olacağını söyledi. Yazısında İstiklal Mahkemelerinden 28 Şubat dönemine kadar yaşanan bazı olaylardan örnekler veren Eygi, "Vesayet rejimi Bediüzzaman’a ve Risale-i Nurlara ne korkunç zulümler yapmıştı,  ne çabuk unuttuk."dedi.
 
Vesayet rejiminin Müslüman çoğunluk için esaret ve zillet demek olduğuna dikkat çeken Eygi, "Sömürge yerlisi, zenci, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek demektir. İtilmek kakılmak, hakarete uğramak, bilhassa dindar ordu mensupları için işinden atılmak demektir. İnançları ve ibadetleri yüzünden fişlenmek demektir" şeklinde yazdı.
 
Eygi, yazısını şöyle sürdürdü:
 
"Vesayet rejimi eşittir temel insan hakları ihlali.
 
Vesayet rejimi egemen azınlıkların saltanatı demektir.
 
Anayasada eşitlik vardır ama realitede yoktur.
 
Bir cemaatin eski vesayet rejimini desteklemesi dehşet verici bir haldir.
 
Vesayet rejimi, zelzele Allah’ın bir cezasıdır diyen gazete sahibini hapse atmıştır.
 
Üniversitelerin kapıları önünde ağlaşan başörtülü kızları ne çabuk unuttuk.
 
Müslümanların kız yurtlarını sık sık teftiş ediyor ve başlarında peruk var mı diye saçlarını çekiştiriyorlardı.
 
İskender Pala, Deniz Müzesinin en çalışkan, en faydalı subayı, en fazla hizmet eden elemanı olduğu halde, namaz kılıyor diye, emekliliğine kısa bir müddet kala, hiçbir hakkı ve hukuku tanınmadan ordudan atılmıştı.
 
Din, inanç, ibadet konusunda vesayet rejimi, sömürge idarelerinden daha zalim, daha acımasız hareket etmiştir.
 
1919-22 yıllarında İstanbul galip devletler tarafından işgal edilmişti ama onlar İslam kadınlarının başörtülerine kırılasıca pis ellerini uzatmamışlardı.
 
Vesayet rejiminin Merve Kavakçı’ya neler yaptığını hatırlıyor musunuz?
 
Onun Meclisten atıldığı günün ertesinde vesayetçi bir gazete “Türban Vampiri” iğrenç manşetini atmıştı.
 
Vesayet biz Müslüman çoğunluk için mânevî ölüm demektir. Esaret demektir. Zillet demektir.
 
Siz yirminci asrın ilk yarısında kurulan iki Yahudi devletini bilir misiniz?
 
Bir kısım Müslümanlar nasıl olur da eski vesayetçileri destekleyebilir, anlamak çok zor.
 
Müslüman, Trabzon mebusu Ali Şükrü beyi Topal Osman’a boğduran zihniyeti nasıl destekler?
 
İskilipli Atıf Efendiyi asanları nasıl destekler?
 
Şeyh Erbilî Esad Efendiyi, Menemen’e sürükleyip hastahanede öldürenleri nasıl destekler?
 
Vesayet rejimi Bediüzzaman’a ve Risale-i Nurlara ne korkunç zulümler yapmıştı,  ne çabuk unuttuk.
 
Vesayet rejimi o kanlı, o zalim, o acımasız İstiklal mahkemeleri demektir.
 
Diktatörlük demektir.
 
Korku, devlet terörü, sindirme, baskı, zorbalık demektir.
 
Müslüman bunları nasıl destekler?
 
Vesayet rejimini destekleyen Müslümanlarda hiç akıl, vicdan, basiret kalmadı mı?
 
Kriptolar, Gizli Yahudiler, Gizli Haçlılara, egemen azınlıklar elbette vesayet rejimini özleyecek ve destekleyecektir ama bir kısım Müslümanların böyle yapması cür’et değil, cinnet olmaz mı?
 
Şeytanî siyaset, saltanat hırsı, riyaset sevgisi, dünya ihtirasları, benlik insana neler yaptırmıyor?
 
İbretle bakın ey basiret sahipleri!

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum