Verdikleri şeyleri kalbleri ürpererek verirler

Verdikleri şeyleri kalbleri ürpererek verirler

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Mü'minun Sûresi 55-61. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

55, 56-(Onlar,) kendilerine vermekte olduğumuz mal ve oğullar ile, onların hayırlarına mı koşuyoruz sanıyorlar? Hayır! (Onlar işin) farkına varmıyorlar! (*)

57-Şübhesiz (bir de hayırda gayret gösteren) o kimseler (de var) ki, onlar Rablerinin azâbından korkarak titreyenlerdir.

58-Hem o kimseler ki, onlar Rablerinin âyetlerine îmân ederler.

59-Yine o kimseler ki, onlar Rablerine ortak koşmazlar.

60-Ve o kimseler ki, şübhesiz onlar Rablerine dönecek kimseler oldukları(nı bildikleri) için, verdikleri şeyleri kalbleri ürpererek verirler.

61-İşte bunlar, hayırlı işlerde koşuşurlar ve onlar bunlarda (o hizmetlerde) sâbikun (önde gidenler)dir.

(*)“ ‘Dünyanın, Cenâb-ı Hakk’ın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsa idi, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler’ hakīkati şudur ki: عِنْدَاللّٰهِ ta‘bîri ‘âlem-i bekādan’ (ebedî âhiret âleminden) demektir. Evet, âlem-i bekādan bir sinek kanadı kadar bir nûr; mâdem ebedîdir, yeryüzünü dolduracak muvakkat (geçici) bir nûrdan daha çoktur. Demek koca dünyayı bir sinek kanadı ile muvâzene (karşılaştırmak) değil belki herkesin kısacık ömrüne yerleşen husûsî dünyasını âlem-i bekādan bir sinek kanadı kadar dâimî bir feyz-i ilâhîye ve bir ihsân-ı İlâhîye muvâzeneye gelmediği demektir.” (Sözler, 24. Söz, 134)