Van denizinin dediği

Yüz yıl önce Bediüzzaman’ın ağırlayan Van Valiliği yüz yıl sonra “Medresetüzzehra” fikrini sempozyumla ağırladı. İki gün boyunca medrese fikri, üniversite düşüncesi; enine boyuna, farklı pencerelerden, değişik veçhelerden ilim erbaplarınca konuşuldu, tartışıldı.

Yüz yıllık fikir ve aksiyonu iki gün boyunca konuşan akademik kadrolar yetişmişse Zehra Medresesi zaten kurulmuştur ve halen değişik mecralarda, farklı kulvarlarda faaliyetini sürdürüyor demektir. Bu aysbergin görünen yüzü; Afyon mahkemesi olsa gerek. O yıllarda 600 bin Risale-i Nur okuyucusundan bahsediyor; bu medreseden mezun olanları bugün rakama sığdırmak mümkün değil, keyfiyetini ölçmekse haddimiz değil.

Bugün Bediüzzaman’sız bir Türkiye, yarın Risale-i Nur’suz bir dünya düşünmek mümkün mü? Doğuda doğan Bediüzzaman, Risaleleri batıda yazıyor ve ekser talebeleri Türk; bu bile tek başına Türkiye’yi kenetleyen güç, Anadolu’yu dağıtmayan kuvvet değil mi?

50 dünya diline çevrilmiş; farklı kıtalar, farklı kültürler, farklı kalpler, farklı renk ve ırklar onu okuyor ve okuduğunda harekete geçiyorsa; Risale-i Nur’lar kıtaları ve kalpleri birbirine bağlayacak, Kur’an’la buluşturacak inşaallah.

O grup, şu grubun çok üstünde, geniş bir dairede faaliyetini sürdürüyor Medresetüzzehra; hem mekânın sahibi, hem zamanın sahibi. Dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun kitabı açan, cep telefonundan okuyan, internetten takip eden; medresede diz çökmüş, hakikati dinler, hakikati anlar, hakikati idrak eder oluyor. Böyle canlı, böyle cevval, böyle coşkun, böyle hayattar başka bir Üniversite var mı?

Öyle ki doğuyu batı ile dünyayı ahiretle, toprağın altını toprağın üstüyle bağlıyor; onun ağları ve bağlarının genişliği ve derinliği karşısında bugünkü bilişim sektörünün geldiği nokta çok sönük ve silik kalır.

Ya Hay demiş Hafız Ali; halen hayatta ve elan hizmete devam ediyor; öldüğünü bilmeden, toprağın altına girdiğini hissetmeden. O, bu Medreseden iyi derece ile mezun olmuş bir talebe, Said Nursi’de kendini talebe sayıyor. Dersini iyi çalışanı imanla kabre girme vesikasını – Allah’ın izni ile – veriyor bu Üniversite. İmanla kabre girenin dünyası da mesuttur zaten.

Yüz yıllık “gaye-i hayal”i gerçekleştirmek için toplanan medrese talebeleri onu hem gerçekleşmiş olduğunu gösterdiler, hem de gerçekleşeceğine dair ciddi adımlar attılar.

Dün Said Nursi Erek Dağından zorla indirilmişti; bugün talebeleri iniyor, fakat zorla değil, kendi istekleri ile iniyorlar. Buradan Barla Dağlarına, oradan dünyanın diğer dağlarına gidecekler; Kur’an medeniyetini inşa edecekler inşallah.

Van önemli ve muhteşem bir gün yaşadı; bu muhteşemlik gündemden düşmeyecek inşaallah. Süphan Dağına bakan Van denizi, Van Denizine bakan Süphan Dağı, Van Kalesi, Horhor Medresesi öyle diyor.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum